Yasemin Güler
Yasemin Güler
e-posta: YAZARIN TÜM YAZILARI

Bıçak kemiği sıyırdı, Bursa susuz şehir artık!

Dedik ki, insanlar sadece CHP için, sadece Ekrem İmamoğlu için değil; kaybolan adalet için, insanca yaşam hakkı için, harap edilen kaynaklar için, çocuklarının geleceği için, kendi gelecekleri için, barış için, huzur için mücadele ediyor sokaklarda…

Tam da dediğim yerdeyim aslında…

Bıçak kemikteydi uzun zamandır, kemiği sıyırdı göz göre göre yapılan haksızlıklarla…

Bir süredir tüm kaynakları sermayenin emrine sunulan, dolayısıyla da tükenme noktasına ulaşan Bursa’nın havasını soluyamadığımız gibi suyuna da erişemiyoruz aslında.

Geçtiğimiz günlerde İznik Gölündeki su çekilmesine ve bu çekilmenin sonrasında alınan tedbirlere yönelik iki yazı kaleme almıştım hatırlarsanız.

Yazının bir cümlelik özeti; “Yıllarca hesapsız biçimde hem sanayici hem de çiftçi tarafından kullanılan İznik Gölünün suyu, artık ne sanayiciyi ne de çiftçiyi beslemeye yetecek düzeyde değil. Dolayısıyla İznik Gölünden sulama için su çeken çiftçiler, DSİ tarafından yeni bir proje devreye sokulup daha derinden su çekecek pompalar devreye alınmadan ya da yağışlarla mevcut pompaların çalıştırılacağı kadar su gölde biriktirmeden buradan sulama yapamayacak! DSİ’nin çiftçiye önerisi; bu yıl sebze ekmeyin şeklinde oldu!” biçimindeydi.

Olması gereken elbette doğal kaynakların tükenen kaynaklar olduğunun bilinciyle hareket ederek öncelikle gölün etrafında biriken sanayinin kuruluşuna en başından izin vermemek, sonrasında da yaşanan küresel ısınma ve iklim krizi göz önünde bulundurularak Türk çiftçisine ekonomik sulama yöntemleri ile tarım yapacak yöntemleri öğretim materyalleri sağlamaktı.

Şimdi sokaktaki insan soruyor; ‘Neden gelecekte olacakları öngörerek bizim için tedbir alması adına ceylan derisi koltuklara, koca koca bakanlık binalarına oturttuğumuz insanlar bu önlemleri almadı?’

Sormalı da…

Sormak için çok geç kaldı hatta…

22 Mart Dünya Su Günü’nde su fakiri bir şehir olarak durumu kısaca bir özetleyelim. Bursa’nın su ihtiyacını 2025-2060 yılına kadar karşılaması beklenen Çınarcık Barajı’ndan şebekeye su aktarım işi yılan hikayesine döndü. İşin BUSKİ bütçesine yüklenmesi, DSİ üzerinden alınarak Bursa Büyükşehir Belediye bütçesine ciddi bir yük getirmesi de ayrı bir garabet.

Geçmiş dönem Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş’ın şehirdeki su miktarını anlatmak için kurduğu cümlelerin benzerini bu kez yeni Başkan Mustafa Bozbey’den işitiyoruz. Ovada suyun 250 metrelerin altına kadar çekildiğini su ihtiyacını karşılamak için yeni derin kuyuları devreye almak durumunda kaldıklarını anlatıyor Bozbey.

TMMOB Bursa İl Koordinasyon Kurulu da yoğun gündemin içinde bir alan yaratarak, 22 Mart Dünya Su Günü’nün önemine değinen bir basın açıklaması yaptı.

Açıklamayı okuyan Çevre Mühendisleri Odası Başkanı Mehmet Şen İznik Gölü’nde su seviyesinin kritik seviyenin de altında olduğunu hatırlatarak;

“Gölün etrafında bulunan sanayi kuruluşları bunun başta gelen sorumlularındandır. Yetkililerin İznik Gölünün su bütçesini korumak için alternatif çözümler bulması gerekmektedir. Yoksa İznik Gölü yok olma tehlikesiyle karşı karşıya kalacaktır!” dedi.

İki yıldır İznik Gölünün içlerine kadar uzanan iskelenin kıyının bir köşesinde kalan halini izlerken içimiz buruluyor. Göl gözümüzün önünde eriyip bitiyor…

Bursa’da yeraltı sularının da dahil olduğu 300 milyon metreküp yıl su kaynağı mevcut, BUSKİ’nin 2021 verilerine göre 786 tane su kuyusu kullanılıyor, ancak şehrin özellikle doğu bölümünde sanayinin ne kadar su kullandığını söyleyebileceğimiz net veriler yok elimizde.

Mimarlar Odası Bursa Şube Başkanı Şirin Rodoplu Şimşek’in dikkat çektiği konu ise kontrolsüz sanayiye yönelikti. Elimizde veri olmamasının temel nedeni, kontrolsüz sanayi ve kontrol etmesi gerekenlerin gereksiz cilveleşmesi…

Ziraat Mühendisleri Odası Bursa Şube Başkanı Fevzi Çakmak; “Türkiye’de içme suyu olarak kullanılan suyun yaklaşık 3’te 1’i boşa gidiyor. Bu tarımsal sulamada daha da vahim; yüzde 51. Yani tarımsal sulamada suyun yarısını biz boşa akıtıyoruz, bu kadar zengin bir ülke değiliz” diye konuştu.

Ülke zengin değil, ama zenginmiş gibi yapmaya devam ediyor. Ülkenin çok büyük bir bölümünde çiftçi damla sulama yöntemine dahi geçmiş değil, damla sulamadan geçtim, sulama için kullanılan su kanallarının tamiratı ve üzerlerinin kapatılması gibi basit işlerin üzerinden bile gelebilmiş değiliz

Şimdi bir kez daha söylüyorum; bugün yaşananlar tek bir konu üzerinden yürümüyor artık, mesele tüm ülkenin yıllardır yaşadığı ıstırabın sokağa yansımasıdır…

HABERLER