Yasemin Güler
Yasemin Güler
e-posta: YAZARIN TÜM YAZILARI

Boyner binası yıkılıyor, kesin bilgi…

Turizm alanında da isminden söz ettirmek konusunda bir iddia ortaya koymaya çabalayan Bursa için olmazsa olmazlardan biri, tarihi dokusunu içinde yaşanabilir biçimde sunabilmeyi başarmaktı.

Bu yolda çeşitli adımlar atıldı şimdiye kadar. Yanlışını doğrusuna katık edip hepsini bağrıma bastım. Tarihin içinde dolaşabilme fırsatı bulduğum, yeniden hayata döndürülmüş tüm hanlar, hamamlar ve çarşılar için bu alanda çaba gösteren herkese teşekkür etmek lazım diye düşünüyorum.

Bu noktada Tarihi Hanlar Bölgesinin önündeki dükkanların yıkılması ile hanlar bölgesinin Tophane ile bağlı bir ada haline getirilmesi de bence çok kıymetli bir çalışma.

Bursa Büyükşehir Belediyesi’nin Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’ndan aldığı desteklerle yürüttüğü proje, geçtiğimiz yıl ağustos ayında Kızılay binasının yıkılmasıyla başlamıştı. Heykel’e çıktığımda Kızılay binasını göremeyince önce büyük bir eksiklik duymuş, ardından molozların arasından yüzünü göstermeye başlayan hanları fark ettiğimde şehre farklı bir kimlik kazandırılmaya çalışıldığını daha iyi hissetmiştim.

Çalışmalar kapsamında ilk etapta normal kamulaştırmalarla 15 parseldeki binalarda yıkım yapılırken, kamulaştırma süreçlerinin uzaması üzerine, geçen yıl nisan ayında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın imzasıyla bölge için ‘acele kamulaştırma kararı’ alınmıştı. Bu kararın ardından da hem kamulaştırma hem de yıkım çalışmaları hız kazanmıştı.

Dolayısıyla yıllardır bu bölgede bulunan esnafın tepkilerini de zaman zaman dillendirdik köşemizden. Böylesi çalışmalar özellikle kamulaştırma maliyetleri nedeniyle hayli pahalıya patlıyor.

Çok doğru.

Ancak devletin verdiği tapu ile bölgede mal sahibi olan esnafın hakkının da ödenmesi lazım ki, bir biçimde kendisi için yeni bir çalışma alanı oluşturulabilsin insanlar.

Sonuçta adalet lazım. Bugün bize, yarın size ve herkese…

Proje kapsamında 15’i normal, 33’ü ise acele kamulaştırma kararıyla toplam 48 parselde 37 binanın yıkımı tamamlanmıştı. Proje alanında kalan, ‘yıkılacak mı, yıkılmayacak mı, hadi bakalım yıksın da görelim’ tartışmalarına sebep olan Boyner binasının yıkımı için başlatılan süreç de nihayet tamamlandı.

Binayı yıkacağını mart ayında astığı kocaman bir afişle duyuran Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş;

“Aslında biz mart ayı itibariyle içeride başladık çalışmaya. Altta bir bina olması, binanın bodrum katlarının kullanılmaya devam edilecek olması nedeniyle. Diğer binaları yıktığımız gibi kepçeyi greyderi içeriye sokup yıkabileceğimiz bir bina değildi. Gerekli işlemler tamamlandı. Şimdi de yıkım işlemleri başlamış oldu” dedi.

Bölgede son yapılan kamulaştırmalarla birlikte 5 bin 500 metrekarelik alan açığı çıkmış bulunuyor. Tophane ile birlikte düşünüldüğünde 10 bin metrekare sert zemin ve 9 bin metrekare yeşil alan, peyzaj bölgesi, toplamda 19 bin metrekarelik bir alan şehrin kalbinde bir turizm cenneti oluşturmaya aday.

Projenin önümüzdeki yılın sonuna kadar tamamlanması planlanıyor.

Bu süreçte hanların kendi içlerinde yaşadıkları sorunları da ele alacaklarını, hatta konuları irdelemeye başladıklarını, bölgede turizme daha uygun kalitede ürünlerin satışının olmasını sağlamaya çalışacaklarını vurguladı Alinur Aktaş. Cumhuriyet Caddesi’nin gecenin geç saatlerine kadar işleyen cıvıl cıvıl bir yapıya kavuşabileceğini belirtti.

Buraya kadar her şey çok güzel. Fark ettiyseniz ben de meseleden övgüyle bahsettim zaten. Dünyanın hiçbir yerinde tarihi binalarının üzerine betonarme kat çıkan, yüzlerce yıllık duvarlara pencere açmaya çabalayan bir anlayış yok!

Konunun bundan sonraki kısmı ise bence azami dikkat istiyor.

Anormal uçuk rakamlar çıktı kamulaştırmayla alakalı, ama bildiğimizden geri durmadık açıkçası” dedi Başkan Aktaş konuşması sırasında.

Çıkacak elbette. Zira bu bölge şehrin en merkezi, en kıymetli noktası. Her bir metrekaresi altın değerinde.

Evet, böyle bir yapılaşmanın yanlış olduğunu kabul ediyorum, ama bu yanlışın sorumlusunun vatandaş olduğunu kabul etmiyorum.

Devlet dediğiniz organ bir şehir politikası belirler ve bu politika çerçevesinde ilerler işler. Eş dost yardımı ile verilen tapuların da böyle bir maliyeti olur işte vakti zamanı geldiğinde. Bunu da yine aslında bu işlerden habersiz, kendi ekmeğinin peşinde koşan vatandaşın belediyelere ödediği vergilerle karşılamak zorunda kalır belediyeler.

Ve Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş’ın belediye başkanı seçilmeden önceki vaatlerinden biri olan ‘Doğanbey TOKİ’yi yıkma projesi de yine böyle bir engele takılı kalır.

“Bursa’da yıkma kültürünü bu kadar dillendiren Alinur Aktaş’tır. Siz bir insanın evini yıkıyorsanız bunun karşılığında ona hakkını, değerini vermek lazım. Ona da sıra gelecek kimsenin şüphesi olmasın. Kimsenin rahatını huzurunu kaçırmaya gerek yok, tribünlere oynamaya gerek yok. Yıkarak Bursa’yı güzelleştirme lafını söyleyen insanlardan biriyim. İnsanların karşısına bir proje ile çıkarak ondan sonra ortaya koymamız lazım, o hayalimizden de vazgeçmiş değiliz” diyor Aktaş.

Çok haklı.

Hakkını vermeden yıkamazsınız bir insanın evini ya da dükkanını…

HABERLER