Yasemin Güler
Yasemin Güler
e-posta: YAZARIN TÜM YAZILARI

Bursa basınının başı kel!

Bu köşedeki birkaç yazının konusu oldu 4. Dünya Göçebe Oyunları platformu için seçilen yer ve çevreye dair zararları, hatta sonrasında olması muhtemel bölgenin imara açılma durumu.

O kadar yazdık, çizdik, peşini bırakmak olmaz. Üstelik açılışa Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da gelecek olunca, alanın havasını bir solumak, böylesi büyük organizasyonlara şehrimizin ne kadar hazır olduğunu gözlemlemek adına düştük yollara. Galiba yazar sıfatı ile orada bulunan çok az sayıdaki gazeteciden biriydim yine.

Elbette Keloğlan misali heybemizi sırtımıza vurup yürümedik İznik yollarını. Bize tahsis edilen araçla gittik, hatta biraz da erken gittik. Hani şöyle helalinden 4-5 saat güneşin altında beklemek düştü nasibimize.

Bizim mesleğin cilvelerinden biridir beklemek. Sabırla beklersiniz, saatlerce sürer bazen. Yağmurun altında, soğukta ya da dün olduğu gibi güneşin en kızgın olduğu saatlerde. Sonunda elinize habere dair nüveler geçtiğinde ise sizden mutlusu olmaz.

Ancak beklemek için öncelikle son derece sıkı güvenlik önlemlerinin alındığı kapıları tek tek geçmek gerekti. Hatırımda yanlış kalmadıysa eğer, 7 güvenlik aramasından ve x-ray cihazından geçtim. Bir basın mensubu olarak en zor olanı da not almak için kullanmamız gereken kalemleri içeriye sokmak oldu.

Alana girdik, basın mensuplarına ayrılan noktaya yerleştik ve gördük ki; ulusal haber merkezlerinden gelen gazeteciler sadece bir arama noktasından geçerek ulaşmışlar alana. Meğer biz yerel basını temsil ettiğimiz için sıradan vatandaş muamelesi görmüşüz, kalemlerimizi almaya çalışmaları falan hep o yüzdenmiş.

Ülkenin en güçlü yerel basınına sahip olan Bursa’nın basın temsilcilerinin uğradığı bir haksızlık olarak not almak istedim işin bu kısmını.

Ne yani, Bursa basınının başı kel mi?

Gelelim organizasyon ile ilgili bilgilere.

Daha önceki yazılarımda da belirttim oyular için hazırlanan alanın ne kadar büyük bir bölge olduğunu. Gösterilerin olduğu sahnenin duvarını kaldırsanız önünüz muhteşem İznik gölü, leb-i derya bir alan…

Uluslararası Bursa Fuarlarının eski haşmetini saymazsak, uzun süredir böylesine kapsamlı bir organizasyona ev sahipliği yapmadı bu şehir.

İlk kez 2014 yılında gerçekleşen Dünya Göçebe Oyunları Orta Asya’daki geleneksel sporların ve Türk Kültürü’nün yaşatılması amacıyla düzenlenen uluslararası bir organizasyon.

Programın açılışına Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan dışında üç ülkenin daha cumhurbaşkanı katıldı. Kırgızistan Cumhurbaşkanı Sadır Caparov, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Tataristan Cumhurbaşkanı Rüstem Minnihanov. Diğer devletler ise bakan ve devlet temsilcisi düzeyinde katılım sağladılar. Gönül tüm ülkelerin cumhurbaşkanlığı düzeyinde katılım sağlamasını isterdi, ama her istenen olmuyor işte.

Rakamı şöyle toparlayabiliriz; 20 ülke 3 binden fazla sporcu!

Alanın yaklaşık 4 bin izleyici aldığını tahmin ediyorum, bir o kadar kişi de alan dışında kalmıştı, ancak toplanan kalabalığın bir bölümünün İstanbul’dan geldiği belediyelere ait otobüslerin kalabalığından belli oluyordu.

Her şey bir yana büyük bir organizasyon, haşmetli bir işten bahsediyoruz. Kulisi dahi rengarenk, muhteşem bir işti önümüzde duran.

Sporcular kültürel kıyafetleri ve ülke bayrakları ile kortej yürüyüşü gerçekleştirdiler, ışık oyunları, efektler ve sergilenen gösteriler uluslararası organizasyonların şanına yakışır türdendi. Özellikle atlarla sergilenen gösteri muhteşemdi.

Ancak tüm bunlardan önce Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın oyunların açılışını gerçekleştirdiği konuşması bana bir kez daha Bursa’nın başı kel mi? sorusunu sordurdu.

Cumhurbaşkanının konuşmasını yapacağı kürsünün hemen karşısında konumlandırılan ulusal basın, görüntü almak konusunda ayrıcalıklı tutulurken yerel basın barkovizyona yansıtılan görüntüyü çekmekle yetinmek zorunda kaldı.

Konuşma içeriğinde de kültürel birlik ve göçebe kültürünün yaşatılmasının önemi vurgulandı sadece. Neredeyse gittiği her yerde, yaptığı her konuşmada tüm ülkeyi ilgilendiren mesajlar veren ve verdiği mesajların hepsiyle gündemin baş köşesine oturan Cumhurbaşkanı Bursa’dan hiç mesaj vermemeyi tercih etti.

Bu durum sadece Cumhurbaşkanının organizasyonlarında karşımıza çıkmıyor. Muhalefet partileri de kürsülerinden yerel basın mikrofonlarını kaldırtıyor, yerel basına konuşmuyor, soru sorma hakkı tanımıyor, Bursa’dan önemli mesajlar vermeyi tercih etmiyor.

Anımsatayım, yakın zamanda İYİ Parti’nin iş dünyası ile buluşmasında konuşma yapmaktan vazgeçen Genel Başkan Meral Akşener ‘Bu bölüm basına kapalı!’ cümlesi ile basın mensuplarının salondan çıkmasını talep etmişti.

Bu konuda bir tek DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan’ın hakkını yiyemem. Mümkün olan her durumda Bursa basını ile özel olarak bir araya gelmeye ve kendisine yöneltilen soruları yanıtlamaya büyük özen gösteriyor Babacan.

Yani demem o ki, sorun liderlerde değil, sorun bizde, Bursa basınında…

Ya saygınlığımızı yitirdik ya da kendimizi saydırmayı unuttuk…

Hiçbiri değilse, Bursa basınının başı kel!

HABERLER