Yasemin Güler
Yasemin Güler
e-posta: YAZARIN TÜM YAZILARI

CHP bölünür mü?

Aslında perşembenin gelişi çarşambadan belliydi…

CHP’de beklenen çatırtılar kopuyor. Ses öylesine yüksek ki, bizim gibi sıcak siyaset üstüne kulis bilgiler aktaranlar için başka yöne bakma şansı dahi tanımıyor.

Seçim öncesi süreçte, sabırlı bir homurtu ile gürül gürül gelen sesi de duyuyorduk elbet, ancak bu kez işler biraz daha çıkmaza doğru gidiyor.

Belki de içinden başka başka şeyler çıkarmaya doğru…

Genelden başlayalım önce;

Kemal Kılıçdaroğlu’nun seçimlerden önce Fatih Altaylı’ya yaptığı bir açıklamada;

“Bu benim ilk ve son cumhurbaşkanlığı adaylığımdı. Bir daha cumhurbaşkanlığı dahil, herhangi bir pozisyona aday olmayacağım” dediği konuşuluyor bugün. Seçimlerden önceki görüşler seçimlerden hemen sonra, koltuk gerçekten sallanmaya başlayınca değişiklik gösterebiliyor ne yazık ki…

Çünkü böyle bir açıklamada samimi olmanın gereği seçimin kaybedilmesi durumunda istifa etmektir. 9 cumhurbaşkanlığı seçimi kaybetmiş bir genel başkan ve ana kadrosunun böyle erdemli bir hareket içinde olması beklenir.

Sözcü Gazetesi’nden İsmail Saymaz’a açıklamalarda bulunan İstanbul Milletvekili Engin Altay da bu konuda beni destekler sözler söylemiş. İki cümlesini çok dikkat çekici buldum;

Seçimi kaybettiysek benim gibi arkadaşların bir kenarda durmasını bilmesi lazım diye düşünürümBu MYK ile biz yerel seçimlere mi gideceğiz, gözünü seveyim!”

Adeta örgütün sesini duydum bu iki cümlede…

Özellikle Bursa’da örgüt de genel seçimlerde pek de iyi sınav verememiş olan il yönetimine yönelik aynı cümleleri sarf ediyor. ‘Bayrak vermedi, afiş vermedi, broşür vermedi, araba vermedi… Bizi yalnız bıraktı il’ cümleleri havada uçuşuyor…

Ancak seçimlerden hemen sonra parti tabanına empoze edilmeye çalışılan görüşün, kurultaya gitmek için yerel seçimlerden sonrasını beklemek gerektiği olduğunu unutmamak lazım.

Bu görüş tutmayınca, kurultay takvimi mecburen açıklandı.

Bir önceki yazımda, CHP içindeki, örgütü de rahatsız eden, ‘Alevi yapılanma’ adı verilen kadrolaşma hareketine karşılık partisine kırılan, partisinden uzaklaşan ‘ulusalcı kanat’ ya da ‘Atatürk milliyetçisi’ olarak tanımlanan gurupların baltalarını bilediklerini ve yeniden sahalara dönmek üzere delege seçimlerinden başlayarak mücadeleye hazırlandıklarını belirtmiştim.

Naçizane görüşüm CHP çatısı altında tüm bu iddialı grupların güzel ve adil bir karışım yaparak toplumu kucaklayan, bir kesimi ötekileştirmeyen, yepyeni bir yapılanma oluşturması, dolayısıyla da örgüte bir canlılık gelmesi yönündeydi.

Ancak siyaset hiç de benim çiçek, böcek, insanları sevelim… kabilinden söylemlerimle bağdaşan bir yapı içermiyor. Kurtlar sofrasında benim kır çiçeği tadındaki söylemlerime yer yok…

Kıran kırana bir mücadele bizi bekliyor, hem Bursa özelinde hem de Türkiye genelinde.

İlk savaş delege seçimlerinde verileceğinden; bahsettiğim, bir araya gelip aynı siyasi parti çatısı altında politika üretmeleri mümkün olmayan bu iki yapıdan hangisinin daha baskın geleceğini de delege seçimlerindeki ağırlık belirleyecek.

Dananın kuyruğunun kopacağı yer de tam burası olacak.

Delege seçimlerinin ardından CHP ikiye bölünebilir

Belki biraz iddialı, ancak kulisler bu ihtimalle çalkalanıyor şimdilerde.

Tıpkı SHP- CHP ayrımı gibi bir süreç bizi bekliyor olabilir.

Yanlış duymadınız, iki ayrı siyasi partiden bahsediyorum.

Bir diğer taraftan da Ekrem İmamoğlu’nun adaylığının giderek daha ciddileşmesiyle bağdaştırılan CHP’yi ANAP yapma projesinin devreye girdiği iddiaları konuşuluyor.

İşin bu yanından bakacak olursak, İmamoğlu’nun genel başkanlığında bir CHP’nin sol çizgiden biraz daha uzaklaşarak merkeze biraz daha yaklaşacağını kestirmek güç değil.

Gelecekte böyle bir gelişme öngörüyorsak da parti içindeki ulusalcı kanadın CHP çatısı altında kalacağını, Alevi kadrolaşmanın ise yeni bir parti kurma ihtimalinin oluşabileceğini söylemek hayalcilik olmaz sanırım.

Son derece mezhep ayrımcı cümleler kurarak durumu tariflediğim için kusura bakılmasın. Tarafların karşı cepheyi böyle adlandırması nedeniyle mecburen kurulan cümleler benimkiler.

Tüm bunlar bir yana CHP’nin Bursa’daki en büyük endişesi ise önümüzdeki yerel seçimlerde Nilüfer Belediye Başkanlığını da kaybetme ihtimali!

Çünkü küskün CHP seçmeninin oy verebileceği başka alternatifler de var artık.

Tıpış tıpış zamanları sona yaklaşıyor

Önümüzdeki kurultay sürecinde ilçe başkanlıklarına ve il başkanlığına kimler aday olur diye soracak olursanız şimdilik pek ortalıkta dolaşan isim yok gibi. Herkes delegenin ağırlığına göre aksiyon almak peşinde.

Yani isim konusunda çok da belirgin bir durum yok…

Süreci takip edeceğiz elbette.

Daha işin çok başındayız…

HABERLER