Yasemin Güler
Yasemin Güler
e-posta: YAZARIN TÜM YAZILARI

Her gün depreme yazı tura atıyoruz!

Haftalardır küçüklü büyüklü depremlerle beşik gibi sallanıyoruz. Bu hafta sonu da sarsıntılarla yüreğimiz ağzımıza gelince, detaylı bir Ortak Akıl programı yapmak, deprem meselesini bir kez daha masaya yatırmak, neleri yapıp neleri yapmadığımızı, neyi nasıl yapmamız gerektiğini konuşmak gerekiyor diye düşündüm…

Jeoloji Mühendisleri Odası Güney Marmara Bölge Temsilcisi Engin Er, konuyla ilgili çok önemli açıklamalarda bulundu her zamanki gibi…

Her şeyden önce şuna bir açıklık getirmek lazım; bu depremler daha güçlü bir deprem oluşturmak üzere enerji biriktiren fayların hareketleri olarak mı algılanmalı, yoksa fayların enerji boşaltması olarak düşünülüp olabilecek depremlerin büyüklüğünün azaldığı mı düşünülmeli…

Engin Er’in bu konuya çok net bir açıklaması var:

Bu büyüklükteki depremleri enerjiyi boşaltan depremler olarak adlandıramayız. Ancak 6 Şubat depremindeki gibi büyük depremler fay kırıklarındaki enerjiyi boşaltan depremler olarak adlandırılır. Bu depremler, daha büyük bir deprem için enerji toplanması olarak nitelendirilebilir! Özellikle Bursa’da sismik boşluk diye adlandırdığımız bölgede bir yer kırılması olması halinde 7.9’a kadar deprem oluşabilir. Buna çok dikkat etmemiz lazım, gerilim azalmış değil. Bu depremden Marmara tamamen etkilenir!”

Tabii ki, bu açıklamalar gözümüzü korkutuyor, doğrusunu söylemek gerekirse ben de insanları gereksiz yere endişeye sevk eden bilgileri köşeme ve ekranlara taşımaktan imtina ediyorum, ama bahsettiğimiz ne gereksiz bir korku salma girişimi ne de insanların gözünü korkutma çabası. Bunlar gerçekler!

Her gün depreme yazı tura atıyoruz!

Bu gerçekler ışığında pek de aksiyon aldığımız söylenemez sanırım. 1999 yılından itibaren makro ve mikro ölçekli tüm planlar uygulamaya sokulsaydı ve bu uygulamaların denetimleri de aynı ciddiyette yapılsaydı bugün 6 Şubat depremini konuşan bir ülke olmazdık.

6 Şubat depremini konuşan bir ülke olduğumuza göre, en azından bu kez doğru hamlelerin peşinde koşmak gerekiyor ki, kapımızı çalan Marmara depreminde yaşanacak yıkımı en aza indirebilelim…

Bundan önce defalarca depremi konuşmak için stüdyoda konuk ettiğim Engin Er’in bu kez sunduğu çözüm önerileri çok kıymetli bence.

Her şeyden önce mikro bölgeleme çalışmalarının yapılmasını ve fay hatları ile imar planlarının örtüştürülmesini talep ediyor Er. Zaten şöyle bir düşünün, fay hatlarının nereden geçtiğini bilmeden yapacağınız bir kentsel dönüşüm çalışması sonucunda güvenli olmadığını düşündüğünüz binaları bulundukları yerden kaldırıp fay hatlarının bulunduğu yerlere taşımak da mümkün…

Ne büyük felaket…

Çevre ve Şehircilik Bakanı Mehmet Özhaseki, yakın zamanda yaptığı açıklamada fay hatlarının ve sıvılaşma bölgelerinin üzerine yapı yapılmayacağına ilişkin bilgiler aktardı. Bu doğrultuda hareket edebilmek için öncelikle fay hatlarının ve sıvılaşma bölgelerinin nerelere denk düştüğünü imar planlarında görmek lazım…

Atlamamamız gereken bir nokta; Bursa Büyükşehir Belediyesinde bu konuyla ilgili çalışmalar mevcut, ancak henüz elimizde bir sonuç yok.

Bir an önce bu verilere ulaşabilmeyi dileyelim…

Çok önemli bir başka çözüm önerisi de ‘ZDK’ların kurulması…

Nedir ZDK?

Zemin Denetleme Kuruluşu’nun kısa adı. “Tıpkı Yapı Denetim Kuruluşları gibi zeminin denetlendiği ayrı kuruluşların olması ve bu kuruluşların devlet eliyle Yapı Denetim Kuruluşları gibi denetlenmesi önemli” diyor Engin Er.

Malum, Yapı Denetim Kuruluşları yapının zeminini denetlemekle değil, yapının kendisini denetlemekle görevli. Oysa yapının zemine uygun inşa edilip edilmediği de en az yapının kendisinin sağlamlığı kadar önemli bir mesele. Dolayısıyla Jeoloji Mühendisleri Odası Güney Marmara Şube Başkanı Engin Er’e katılıyor ve Zemin Denetleme Kuruluşlarının bir an önce hayata geçirilmesini talep ediyorum bir vatandaş olarak.

Zaten bu iki fikrin işletilmesi ve kötü, gerçekten kötü olan yapı stokumuzun bir an önce iyi yapı stoku ile yer değiştirmesi artık depremden konuşmayan, depremi yaşayıp, yoluna devam eden ülke olmamız için yeterli.

NOT: Yerel seçimlerde iktidar partisi ile ana muhalefet partisi kendi içlerinde sessiz bir mutabakatla ilçeleri bölüşmüş gibi görünse ve sadece Bursa Büyükşehir Belediyesi için kıran kırana bir yarış götürecekleri izlenimini verse de, tüm bu plan bir kadın aday tarafından bozulabilir.

Aldığı oy oranları nedeniyle şimdilerde pek dikkate alınmayan İYİ Parti, Bursa’da kimliği ile oy toplayacak aday peşine düşmüşken, adaylar da kendi kimliklerini ortaya koyarak iktidar ya da muhalefet partisine ‘adayını belirlerken dikkatli ol!’ hatırlatması yapmanın peşinde.

İYİ Parti’den kendisine yapılan teklife henüz ‘evet’ demeyen, ancak teklifi kabul etmesini de ana muhalefet partisinin Nilüfer’de çıkaracağı adaya bağlayan İKK Sekreteri ve Mimarlar Odası Bursa Şube Başkanı Şirin Rodoplu Şimşek’in aday olması halinde yerel seçimlerde bambaşka bir heyecan fırtınası eseceği ortada…

Şimşek’in adaylık üzerinde düşündüğünü ilk olarak meslek büyüğümüz Yüksel Baysal duyurmuşken, işin bu kısmı da benden küçük bir ekleme olsun…

 

 

 

 

 

 

HABERLER