Yasemin Güler
Yasemin Güler
e-posta: YAZARIN TÜM YAZILARI

Karacabey TOKİ’de işin iç yüzü

Bugün Karacabey’de yapılacak olan TOKİ konutlarının kuraları çekildi. Bu imkan kapsamında ev sahibi olma hakkı kazanan herkesin büyük bir heyecan içinde olduğuna eminim. Fakat, bende yine bu güzel ve muştulu havaya gölge düşürecek bilgiler var.

Şimdi öncelikli olarak istatistiki verilere bakalım ve TOKİ’nin gerçekte kimler için konut ürettiği hususuna dikkat çekelim…

TOKİ’nin planında yoksullar yok

TOKİ’nin üretim verileri, idarenin kuruluş amacından uzaklaştığını gösteriyor. 2003 yılının başından 2021 yılının sonuna kadar toplam 1 milyon 49 bin 197 adet konut üreten kurumun ürettiği konutların içinde alt gelir grubuna yönelik olanların oranı sadece yüzde 14,8! Konut dışı üretimlerin sayısı da azımsanmayacak kadar çok. TOKİ, 2003 ve 2021 yıllarını da kapsayan 19 yılda toplam 871 cami, 19 stadyum ve 124 millet bahçesi inşa etmiş…

İdarenin kâr elde etmek amacıyla “kaynak geliştirme” adı altında inşa ettiği lüks konutların, inşa edilen tüm konutlara oranı ise kayıtlara, 13,08 olarak geçti.

Buradan bakıldığında TOKİ’nin bir tür müteahhit firma gibi çalıştığını, amacından giderek uzaklaştığını söylesek yanlış olmaz sanırım.

Şimdi gelelim Karacabey’de yapılacak olan TOKİ konutlarıyla ilgili dikkat çeken hususlara…

Önce RAMSAR bölgesi seçildi!

Malumunuz, dar gelirli vatandaşların da ev sahibi olabilmeleri vaadiyle başlayan TOKİ konutları projesinin detayları Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından açıklandı. Erdoğan açıklamasında, 500 bin konutun 8 bin 650’sinin Bursa’da yapılacağını söylemişti, bunlardan 3 bin 216 adetinin de TEKNOSAB’ın hemen yanında yer alan Yenikaraağaç Köyü’ne yapılacağı duyurulmuştu.

TEKNOSAB’ın hemen yakınlarına organize konut projesi yapmaktan bahseden BTSO Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Burkay’ın tarif ettiği gibi bir proje, bölge aktif hale geçtiğinde zaten ihtiyaç haline gelecekti. Fabrikalarda çalışanların büyük bölünün de dar gelirliler olacağı düşünüldüğünde, tam on ikiden vurulmuş bir lokasyonu işaret ediyor.

Ancak burada küçücük bir sorun oluştu!

Konutların yapılması için işaret edilen arazi Uluabat Gölü’ne çok yakın bir yerde ve RAMSAR kapsamında bulunuyordu.

Nedir RAMSAR?

Sulak alanların korunmasına yönelik uluslararası bir sözleşmeden bahsediyoruz. Bu sözleşme gereğince tarımsal sulama için çok önemli olan, gelecekte Bursa’nın içme suyu kaynağı olarak rezerv kabul edilen ve balıkçılık da yapılan Uluabat Gölü’nün korunması amacıyla, 3 kilometrelik bant içinde yapılaşma yasağı var.

Tam da bu nedenle itirazlar yükseldi bölge halkından. İlginç bir biçimde itirazlara pek anlam veremediğini gözlemlediğim Karacabey Belediye Başkanı Ali Özkan ve Yenikaraağaç Köyü Muhtarı Adem Şen konutların RAMSAR alanına yapılmasına taraftar olsa da, yer değişikliği yapılacağı haberleri ile gönlümüz rahatladı.

Şimdi de mera alanı!

Tepkilerin artması nedeniyle Bursa Büyükşehir Belediyesi TOKİ’ye başka bir hazine arazisi gösterdi Karacabey’den.

Bu kez gösterilen yer de RAMSAR alanından daha masum bir yer değil, mera alanı!

Büyük ihtimalle de mera alanına yapılacak Karacabey’in TEKNOSAB’a yakın TOKİ konutları. Çünkü daha önce de Samanlı’daki lojistik alan inşaatı ile ilgili bölgenin mera alanı olduğuna yönelik itirazlar yapıldı. Henüz yargı konuyla ilgili kararını vermemiş olsa da yapıların hızla yükseldiğini gözlemliyoruz.

Elde başka yer kalmadı!

‘Neden yapılaşmaya daha uygun yerler önerilmiyor TOKİ’ye?’ sorusunun yanıtı ise çok hazin. Aldığım duyumlara göre gelir elde etmek amacıyla gerek kamu kuruluşları gerekse belediyeler ellerindeki imara açılabilecek, yani alıcısı olacak arazileri hızla satışa çıkarıyor, hatta büyük bölümünü sattılar bile. Dolayısıyla ‘hazine arazilerinden TOKİ’ye yer verin’ emri geldiğinde Cumhurbaşkanlığından, verilebilecek araziler ya RAMSAR bölgeleri ya da mera alanları oluyor. Elde bunlar var!

Aslında sosyal konut gibi ulvi bir amaca büründürülerek konut bölgesine açılıyor bu alanlar!

Mera alanlarının konutlaştırılmasına itiraz edildiğinde karşı argüman olarak koyulan ‘Bu bölgede 10 yıllardır kimse hayvancılık yapmıyor’ sözünün ise hiçbir geçerliliği yok gerçeklikte. Zira ister aktif olarak hayvancılık yapılsın ister hayvancılık yapılması halinde potansiyel mera alanı olsun buraların korunması şart!

Bir yandan 2022 yılı Aralık ayında biteceği söylenen, ancak halen ortada görücüye çıkacak bir yapısı olmayan 2040 Çevre Düzeni Eylem Planı yapılmaya çalışılıyor, diğer yandan Bursa parça parça yapılaşmaya açılıyor ve bu yapılaşma bir plan çerçevesine oturtulamıyor.

Kısacası, TOKİ dar gelirliye konut yapacağım diye çıktığı yolda, dar gelirlinin daha pahalı tarım ve hayvancılık ürünleri tüketmesi pahasına tarım alanlarını ve meraları konuta çevirerek enteresan bir strateji izliyor.

Biz de kuraları çekilirken heyecanlanan vatandaşın gözüne bakarak hüzünleniyoruz, hem onlara hem de canım Bursa’ya…

 

HABERLER