Yasemin Güler
Yasemin Güler
e-posta: YAZARIN TÜM YAZILARI

Kayapa’da yer değil proses sorun!

Tüm ülke gibi Bursa da meselelerin birkaç gün gündem olduğu sonradan ardının arkasının aranmadığı yerlerden oldu.

Bir konu gündeme geliyor, hakkında üst üste açıklamalar yapılıyor, sonra meselenin nereye evrildiği tam bir soru işareti.

Zaten kimsenin de umurunda değil!

Herkeste bir ‘Ben itirazımı yaptım, tarafımı belli ettim’ kafası…

Ama işte işler öyle ilerlemiyor.

Konulara bu zaviyeden bakıldığında da itiraz edenin hiçbir şeyi değiştirme gücünü elinde bulundurmadığı çıkıyor ortaya.

Böylesi itirazlar ergenlik çığlıkları gibi, gençler odalarına gidinceye kadar havada asılı kalıp sonra dağılıyor.

Neyse ki, bu noktada Akademik Odaların ayakları yere basıyor ve itiraz ettikleri meseleleri derinlemesine inceleyerek konuyu sonuna kadar götürmekte kararlı bir duruş sergiliyorlar.

Bu girizgahı bir süre önce yoğun şekilde itirazlarla gündeme gelen Kayapa’da yapımı planlanan Katı Atık Bertaraf Etme Tesisi’nin akıbetini anlatmak üzere yaptım.

Bundan yaklaşık iki üç hafta kadar önceydi, İKK Sekreteri ve Mimarlar Odası Bursa Şube Başkanı Şirin Rodoplu Şimşek ile konuyu görmüştüm.

Tesisin yerine yapılan itirazlara akademik odaların bir itirazı olmadığını da bu konuşmada öğrenmiştim. Tam olarak şöyle dedi Şimşek;

“Bursa Büyükşehir Belediyesi bu konuda bize hayli detaylı bir sunum gerçekleştirdi. Biz de kendilerinden veriler istedik incelemek için. Ancak yer konusunda bir endişemiz yok. Tam olarak 33 yer tespit edilmiş, çeşitli nedenlerle yapılan elemelerin nedenlerini de haklı bulduk. Son iki yerden Kayapa Bölgesinin tercih edilmesini de kamulaştırma yapılmasının gerekli olmamasına bağladılar. Bence Kayapa Bölgesi tesisin yapılması için mantıklı bir nokta, burada tek sorun tesisin doğru işletilmesi konusundaki ayrıntılar. Yani prosesler. Şimdi bunları inceliyoruz. Bir itirazımız olursa bu noktada olacaktır”

Aslında odaların kendilerine sunulan dosyalar üzerindeki incelemeleri devam ediyor. Ancak itirazın son gününü kaçırmak istemediklerinden şimdiden belirledikleri ana konular üzerinden bir itiraz gerçekleştirilmiş.

Elbette Şirin Rodoplu Şimşek’in daha önce belirttiği gibi itirazların özetini ‘prosesler konusu’ olarak belirleyebiliriz.

İtirazların ilki ÇED raporunda yakma işlemine değinilmiş olmasına rağmen yapılacak yapı ile ilgili verilen bilgide yakma alanına ilişkin veri bulunmamakta. Dolayısıyla ÇED raporu ve tesisin yapısı birbiriyle çelişir durumda.

Bu konu önemli, çünkü eğer bir yakma işlemi gerçekleşecekse emisyon, imisyon ve baca gazları ortaya çıkacağından bir filtreleme sisteminin kurulması son derece önemli.

Bu meselenin dışında en önemli konu elbette kirli su atığının nasıl bertaraf edileceği.

Bilim adamlarının da bu konuya itirazları olduğunu hatırlayalım.

Depolama sahasına yağıştan kaynaklanan yüzeysel suların girmesini önleyici drenaj tedbirleri alınmalıdır.

Sızıntı suyu toplama sistemine yağış suyu girişi en aza indirilmelidir.

Yüzeysel suların ve yer altı sularının depolanmış atığa teması engellenmelidir. Kirlenmiş sular ve sızıntı suları ayrı toplanmalıdır.

Sahada sel, taşkın gibi yağış sularının ve yüzeysel sulardan kaynaklı olumsuzlukların engelleneceği önlemler alınmalıdır. Depolama sahası içerisinde göletlenme sorunu ve çöp sızıntı suyunun ALICI ORTAM deşarjına göre arıtma tesisi proje/inşası yapılmalıdır.

Denilerek gerekçelendirilmiş Akademik Odaların itirazları.

Yazıda bahsi geçen; proje alanı yüzeysel sularının, olası sel taşkın sularının ve muhtemel arıtılan suyun deşarj edileceği, Küçükkaraağaçlı Deresi Çayırköy sulaması içerisinden geçerek Güngören Deresi, Kurutma Kanalı ve Ürünlü deresini oluşturmakta ve Ayvalıdereye mansaplanmaktadır.

Güzergahı boyunca yoğun bir tarım ve yerleşim alanı içerisinden geçen dereye yapılacak tüm deşarjlara ilişkin olarak ÇED Raporu kapsamında; projenin unsurları, uygulama sistemi, alınacak önlemler dizisi vs. nitelikleri belli olmadığından, hazırlanacak uygulama projesi ile bu unsurların ( sızdırmazlık tedbirleri, arıtma prosesi vb) en kısa süre içerisinde belirlenmesi ve kamu oyu ile paylaşılması gerekmektedir.

Bunlar Akademik Odaların ilk etapta projeyle ilgili önerileri olarak görülebilir.

  • ÇED Raporunda 2014 yılı atık komponizasyonu kullanılarak hazırlanmış olup tesis ihale edilmeden güncel atık komponizasyonuna göre değerlendirme yapılmalıdır.
  • ÇED Raporunda 2016 -2017 yılları arasındaki katı atık miktarları üzerinden 2035 projeksiyonu yapılmış ancak tesis ihalesi yapılmadan önce 2021 katı atık verilerine göre projeksiyon güncellenmeli, tesis kapasitesi bu doğrultuda belirlenmelidir.
  • Süzüntü suyu arıtma tesisinin kapasitesi, arıtma teknolojisi, tesisisin kapalı olup olmayacağı, koku giderimine yönelik nasıl bir koku giderim sistemi kurulacağı belirtilmelidir.
  • ATY tesisinde kaynaklı kokunun giderimi için nasıl bir filtreleme sistemi kurulacağı belirtilmelidir.
  • Atık ayrıştırma sisteminde koku önleme tedbirlerinin neler olduğu belirtilmelidir.
  • Tesise ulaşım alternatif yol kesinleştirilmelidir.
  • Araç süzüntü suyu boşaltım tesisi kapalı olmalı ve koku giderim sistemi olmalıdır.
  • Biyometanizasyon tesisinde emisyon ve koku önleyici tedbirler belirtilmelidir.
  • ÇED Raporunda çıkan hafriyatın örtü tabakası olarak kullanılacağı bu nedenle sahada bekletileceği belirtilmiş, söz konusu hafriyattan kaynaklı tozuma önlemlerinin nasıl alınacağı belirtilmelidir.
  • Biyometanizasyon tesisinden çıkan sıvı ve katı fermente kapalı alanda depolanmalıdır.
  • ÇED Raporunda kurulacağı belirtilen 4 adet aktarma istasyonunda kurulması planlanan emisyon giderim sistemi belirtilmelidir.

Tesiste kullanılacak sistemlerde arıtma türü, kapasitesi ve teknolojisi ile ilgili açıklamalar yapılmalıdır.

Yukarıda sıralananlar da Bursa Büyükşehir Belediyesi’nden itirazlarının ortadan kalkması için istedikleri.

Akademik Odaların şehrin faydası için çalışan ve her biri kendi alanında öneriler getirerek daha sağlıklı bir yaşam alanı kurmaya çalışan dinamikler olduğunu unutmadan daha şimdiden sunulan önerilere ve istenen taleplere karşılık vermek marjinal fayda için en doğrusu.

Bu noktada ‘Avrupa’da şehir merkezlerinde bile Bertaraf Tesisleri var’ diyen Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş’ın da bir çekincesi olmadığını düşünüyorum.

Doğru şekilde işleyen bir Bertaraf Tesisi çevre halkını rahatsız etmeyeceği gibi Hamitlerdeki vahşi çöp toplama alanından kurtulmak da Aktaş’ın hanesine bir artı yazacaktır.

 

HABERLER