Yasemin Güler
Yasemin Güler
e-posta: YAZARIN TÜM YAZILARI

Liyakat mi sadakat mi?

CHP yerel seçimlerde Bursa’ya imzasını atmak istiyor malum. Partinin iddialı olduğu ilçelerde özellikle bir aday enflasyonu yaşandığı da bilinen gerçeklik. Burada mühim olan, yapılacak tercihin halkın nazarında da geçer akçe olması ve hem kesin gözüyle bakılan ilçelerin elden kaçırılmadan CHP yönetiminde devam etmesinin sağlanması hem de bu ilçelerde oyların artırılması sonucu Büyükşehir için daha fazla oy alınması…

Daha önceki yazılarımda CHP’nin aday belirleme yolunun nasıl işleyeceğini aktarmıştım. Yolun ilk basamağı olan aday adayları ile genel merkezden gelen iki temsilcinin görüşmesi kısmı tamamlanmış durumda. Hem parti içine hem de mevcut ilçedeki vatandaşlara yönelik iki anketin yapılması işi de sonuca bağlanmak üzere.

Bundan sonrasında elde edilecek sonuçlara göre bir değerlendirme olacak. Mevcut başkan anketlerde önde görünüyorsa kendisiyle devam kararı alınacak, önde görünmüyorsa değişim kaçınılmaz olacak. İşte burada da hem anketler, hem değerlendirmeler hem de genel merkezin dört kişiden oluşan karar verici ekibinin görüşleri önemli olacak.

Bahsettiğim ekibin başında Murat Karayalçın’ın olması, Karayalçın ile dirsek temasında bulunan isimlerin bir bir belediye başkan aday adaylığı ya da meclis üyeliği görevlerine aday olmalarına neden oldu bilindiği üzere. Fakat biz şunu bilmiyoruz ve tam da bu nedenle aslında kafalar hep karışık; Özgür Özel ve ekibi şimdiye kadar bir aday belirleme süreci geçirmedi. Dolayısıyla ‘liyakat mi sadakat mi?’ sorusuna nasıl bir yanıt verilecek belirsiz

Tüm bu karışıklıkların içinden sıyrılma umuduyla Mudanya Belediye Başkan Aday Adaylığına başvuruda bulunan geçmiş dönem Mudanya Belediye Başkan Yardımcılarından Akın Poroy’un basın toplantısına dahil olduğumda aklımda hep bu düşünceler vardı.

Deneyimli bir siyasetçi olan Poroy’un ılımlı siyaset, ılımlı yöneticilik, küsmeyen, barışçıl çözümler arayan makam sahipliği yapma yönündeki vaatleri bence seçmeni can evinden vurabilir…

“Ben inanıyorum ki, Büyükşehir Belediyesi de bizim partimizin adayı tarafından yönetilecek ve dolayısıyla ilçemize Büyükşehir’den gelecek hizmetler daha kolay bize ulaşacak. Ancak bu böyle olmasa dahi, ben Büyükşehir Belediyesi’ne giderim, 5 tane şey istesem, bir tanesini alsam benim ilçem için kardır. Onu da alamazsam yatağı yorganı Büyükşehir’in kapısına sererim, o zaman herkes kim barışçıl kim kavgacı görür…” yaklaşımı tam da ilçenin ihtiyaç duyduğu çözüm odaklı belediyecilik anlayışına örnek…

Bir de şu tespit son derece yerinde elbette;

“Mudanya tatil dönemlerinde ve hafta sonlarında kendi nüfusunun iki hatta üç katına hizmet veren bir ilçe. Tüm bu hizmetleri Mudanya’nın kendi bütçesi ile doğru bir biçimde yapması mümkün değil. Mudanya ilçemize 10 yıldır Büyükşehir’den ve genel idareden kopuk bir yönetim anlayışından dolayı, kendi iç bütçesi ile yapabileceği hizmetler haricinde başka hiçbir hizmet getirilememiştir!”

Mudanya’da bir yandan aday adayları projeleri ile birlikte kendilerini seçmene anlatma derdine girerken ve bu isimler arasında Akın Poroy gibi, Baran Güneş gibi, Erdal Aktuğ gibi liyakatli isimler yer alırken, diğer yandan Godo’yu bekler gibi bir bekleyişle Erkan Aydın’ın adaylığı ihtimali gözleniyor…

Hatırlatmakta yarar var, Kemal Kılıçdaroğlu tarafından Osmangazi Belediye Başkan Adayı olarak lanse edilen Erkan Aydın belediye başkan aday adaylığı başvurusunu yapmış, ancak başvurusuna bir ilçe adı koymamıştı. Sonrasında kulislerde yayılan söylentiler ise Aydın’ın iki kez Osmangazi’den aday gösterilip seçimi kazanamadığından dem vurduğu ve artık seçim kazanabileceği bir yerden aday olmak istediğini belirttiği yönünde.

CHP için garanti olan iki ilçenin Nilüfer ve Mudanya olduğunu biliyoruz…

Tüm bu parametreleri bir araya getirince CHP Mudanya Belediye Başkan Aday Adaylarının Erkan Aydın bekleyişi haksız değil aslında.

Zaman gösterecek elbette ‘Liyakat mi sadakat mi?’ sorusunun CHP Genel Merkezi’ndeki karşılığını…

HABERLER