Yasemin Güler
Yasemin Güler
e-posta: YAZARIN TÜM YAZILARI

MHP mitingi ve algı yönetimi

Önümüzde kıran kırana mücadele ile geçecek bir seçim dönemi var.

Bu çok net…

Uzun süredir havasını koklamaya başladığımız seçim atmosferine muhalefet partilerinin sürekli sahada olması nedeniyle muhalif cepheden bakmaya alışmıştık.

Hükümet cephesinin sahaya inişi ile birlikte farklı bir bakış açısı kazandığımı itiraf etmem gerekiyor.

İlk olarak şimdiye kadarki gözlemimi ifade ederek başlayayım:

Önümüzdeki seçimler için yürütülen propagandaların algı propagandası olduğu, daha çok içi boş sözler, başlığı var kendi yok projeler ve müjdeler üzerinden yüründüğü fikri hakim bendenizde. Şimdiye kadar da bunun aksini ispat eden bir eyleme şahit olmadım.

Peki, ya öyle değilse?

Pazar günü Bursa’da bir bölge mitingi yapan ve Bilecik, Balıkesir, Çanakkale, Yalova illerini de içine alan kalabalığa seslenen Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Devlet Bahçeli de benim soruma inat anket şirketlerine seslendi.

Parayı verenin düdüğünü çalan kiralık anket şirketleri, biz sizin ederinizi de, ciğerinizi de, cibilliyetinizi de, ciddiyetsizliğinizi de çok iyi biliriz. Bizim anketlerimiz maaşa bağlanmış paragöz kamuoyu araştırma şirketleri değil, Bursa’dır, Balıkesir’dir, Çanakkale’dir, Bilecik’tir, Yalova’dır…”

Aslında söyleminde haksız da değil Bahçeli. Pek çok anket şirketinin belirli bir siyasi parti için anket yaptığını ya da yaptığı anketlerin sonuçlarını ücretini ödeyen siyasi parti lehine gösterdiğini biliyoruz.

İş buradan bakıldığında üzücü, zira bu önümüzdeki seçimler için doğru yorum yapmamıza da mani olan bir durum, hem gazeteciler hem de vatandaş açısından.

Fakat algı yönetimi lafını sadece anket şirketleri için kullanmadığımı hatırlatmak isterim. Çünkü siyasi partiler de düzenledikleri mitinglerin kalabalık görünmesi için çeşitli algı operasyonlarına başvuruyorlar.

Miting alanlarının daraltılıp dar bir güzergahta biriken vatandaşın adeta bir insan seli gibi gösterilmesi, çeşitli şehirlerden otobüslerle katılımcıların miting alanına taşınması, ittifakların miting alanlarında katılımcılarla da birbirlerine destek vermesi, miting alanlarında vatandaşlara promosyon niyetine ikramlarda bulunulması bu hilelerin başında geliyor.

Pazar günü izlediğim miting ‘Bursa’da bu kadar kalabalık bir MHP’li kitle var mıymış?’ sorusunu uyandırdı bende.

Yalan yok…

Sonra da bir düşündüm ve herkesi de Bahçeli’nin şu sözünü düşünmeye davet ederim:

Türkiye’nin kendilerinden ibaret olmadığını çok açık idrak etmek zorunda kalacaklar!”

Nasıl da doğru bir söz. Amaç benim anlatmaya çalıştığım biçimde kullanmak olmasa da bu ülke sadece bizim bakış açımızı taşıyan insanlardan var olmuyor.

Gözlemlerimden ve miting sonrası siyasetin içindeki etkin şahsiyetlerin sosyal medya düellolarından anladığım şudur:

Ya anket şirketleri ciddi bir algı yönetimi yapıyor ve MHP’nin oy oranlarını düşük gösteriyor ya da MHP mitinglerinde bir algı yönetimi uygulanıyor ve mitingler kalabalık gösteriliyor.

Aslına bakarsanız bu sorunun yanıtı da gayet net; hükümet de muhalefet de aynı oyunları oynuyor birbirinin üzerinde. Oysa ki sonucun ne olduğu çok önemli değil.

Önemli olan kimsenin gerçekle ilgilenmediği!

Madem bizim dönemimizin ‘yıldız savaşları’ yerini ‘algı savaşları’na bıraktı ve biz tam ortasındayız, net olarak ortaya koyabileceğimiz bir durum varsa o da şudur; seçim hiçbir cephe için çantada keklik değil!

Hükümetin heybesinde pek çok kesimin oylarını etkileyebilecek önemli projeler var. Bunlardan biri toplu konut projeleri, biri EYT!

Eğer bu projeler sağlık emekçilerine yapılan iyileştirmeler gibi havada kalan ve kitleleri mutlu etmeyen projeler olarak kalırsa, kantar Millet İttifakı’ndan yana ağır basar.

Dar gelirli vatandaşa içi dolu bir toplu konut projesi, EYT ve yılbaşında asgari ücrete tatminkar bir zam yapılırsa, ibre Cumhur İttifakı’na doğru döner.

Durum bu kadar netken ne gerek var o kadar bayrak, flama, şapka, kek, pasta masrafına diyeceğim de; ‘o da partinin tabanını mutlu etmek için gerekli bir hamle’ yanıtı siyasilerin cebinde hazır…

NOT: MHP mitinginin saygı duruşu ve İstiklal Marşı ile başlaması milli değerlerin anımsanması adına güzel bir hamleydi, ancak İstiklal Marşı ‘hazır ol’ pozisyonunda söylenir ‘bozkurt işareti’ yaparak değil. Unutmayalım, bu ülkenin milli değerleri tüm kesimlerin ortak paydasıdır.

HABERLER