TMMOB Mimarlar Odası’nın bir gün önceki açıklamasını dikkatinize sunmak istiyorum:
“Barınma ve mülkiyet hakkını rant aracı haline getiren, 7471 sayılı torba yasanın ilk uygulama alanı olarak Hatay seçilmiştir. Antakya ve Defne ilçelerinde pek çok mahallenin ‘rezerv yapı alanı’ olarak belirlenmesi için Kentsel Dönüşüm Başkanlığınca gönderilen talep Bakanlıkça onaylanmıştır.
Arkeolojik ve Kentsel Sit Alanı olan ve pek çok kültür varlığını barındıran Antakya’da depremlerde yaşanan yıkım gerekçe gösterilerek ‘Riskli alan’ ilanıyla başlayan rant amaçlı dönüşüm uygulamaları ‘Rezerv yapı alanı’ ilanıyla sürdürülmektedir. Böylelikle tüm alanlarda salt çoğunluk aranmaksızın yüzde 50+1 oyla zorla ve resen uygulama yapılacak, hasarlı veya riskli yapılar satılabilecek, yurttaşların mülklerine el konulacaktır.
Bu kararlar yaşam alanlarının o bölgede yaşayan yurttaşların elinden alınması, Antakya’nın geleneksel dokusu ve mimari mirasının yok olması anlamına gelmektedir. Kent merkezi kamusal alan olmaktan çıkarken, konut alanlarının boşaltılmasına, ticaret ve finans merkezi olarak kurgulanmasına yönelik yapılaşma programları nedeniyle yerinde iskanı sağlanamayan yurttaşlar kentin çeperlerine göç etmek zorunda kalacaktır.
Her ne gerekçe ile olursa olsun, afetlerden rant sağlanması amacıyla yürürlüğe konan düzenlemelerin, proje ve uygulamaların ivedilikle durdurulması gereklidir. Devlet, sağlıklı ve güvenli bir çevrede yaşam hakkının sağlanması, konut ihtiyacının karşılanması ve barınma hakkının korunması için gerekli tedbirleri almakla yükümlüdür.
Bu çerçevede hukuka aykırı riskli alan, rezerv yapı alanı, dönüşüm, kamuya ait taşınmazların devrine ve özel mülklerin kamulaştırılarak satışına ilişkin düzenlemeler geri çekilmelidir!”
Yapılan açıklamayı doğrudan buraya koydum ve içine bir şey katmadım ki, benim şahsi görüşüm etkili olmasın, reel gerçekler üzerinden, akademik şahsiyetlerin verdikleri bildirge ön plana çıksın.
Gelelim bu açıklamayı paylaşma nedenime…
Şöyle bir etrafınıza bakmanız yeterli bu nedeni görmek için, belki birkaç komşunuzu, tanıdığınızı da dinleyebilirsiniz. Şehrimizde daha önce Beşyol’da yapılan kentsel dönüşüm ile bundan sonra yapılacak olan tüm kentsel dönüşüm çalışmaları bu çerçevede bir düzenleme ile yapılarak, yani üzerinde konutlar bulunan, iş yerleri bulunan, kullanılan bölgeler rezerv alan ilan edilerek, tam da Mimarlar Odası Genel Merkezi’nin dediği gibi bir mülksüzleştirme girişimi halini almıştır, almaya devam edecektir.
Yazının bundan sonraki kısmında Mimarlar Odasının açıklamasına bir kez daha bakmanızı öneririm. Çünkü içine düştüğümüz durum hiç de iç açıcı değil!
ADALETE SAHİP ÇIKIN!
Bir dönem arada sırada yapılan basın toplantılarında uğradığımız CHP Bursa İl Başkanlığı binası şimdilerde her türlü toplumsal olaya verilen tepkiler ve bu konularda yapılan basın açıklamaları nedeniyle biz basın mensuplarının uğrak noktalarından biri haline geldi.
Bu kez konu, uzun süredir gündemi meşgul eden yargı bağımsızlığı üzerindeki kara bulutlardı.
Yeni Anayasa için bir temel oluşturması beklenen bu tartışmanın bir ucunun aslında ‘Anayasasızlaştırma’ya dayandığını vurgulayan Cumhuriyet Halk Partisi Bursa İl Başkanı Nihat Yeşiltaş;
“Eğer bugün sesimizi birleştirmez ve birlikte hareket etmezsek, ‘Recep Tayyip Erdoğan’ kanunları; devlete, düzene ve hukuka karşı galip gelir. Biz, AKP’nin ve onun küçük ortağının, Türkiye’yi kaosa sürüklemesine izin vermeyeceğiz. Tüm bunların yanında şunu net olarak ifade etmek gerekir ki, iktidarın bu kararla birlikte nasıl bir anayasa hazırlığı içerisinde olduğu belli olmuştur. Bu millete nefes aldırmayacak, baskıcı ve her türlü özgürlüğü ayaklar altına alan bir anayasa düşledikleri açıkça ortadadır.” dedi.
Unutmamak lazım ki, adalet denilen kavram herkese lazım. Hatta bugün güçlünün adaleti tesis ettiğini düşünerek kendisini güçlü gören ve ‘bana bir şey olmaz’ diyenlere günü geldiğinde daha çok lazım olacak, olmakta…
Son günlerde yaşadığımız, tahtlarından kolay kolay inmeyeceğini düşündüğümüz isimlerin adalet arayışına yönelik gündemler de bu durumun en açık örneklerinden.
Yasama, yürütme ve yargı sac ayağındaki ‘yargı’nın gücünü yeniden kazanması ve bir takım ayak oyunlarına kurban edilmemesi biz sade vatandaşların adalet arayışına sahip çıkması ile mümkün olabilir ancak.
Adalete sahip çıkın!