Yasemin Güler
Yasemin Güler
e-posta: YAZARIN TÜM YAZILARI

Sağlıkta vaat var, icraat yok!

AK Parti’nin son beş yılında elinde olan en büyük il Bursa, buna rağmen bahsi geçen 5 yıl içinde yatırım olarak hak ettiğinin üstünü bırakın hak ettiğinin yakınını dahi alamayan il yine Bursa…

Sadece depremden korkmuyoruz, sadece trafikle boğuşmuyoruz, sağlık alanında da ciddi sorunlarımız var, tüm Türkiye’de olduğu gibi…

Geçtiğimiz günlerde müjdelenen, ‘Bursa’da 2024 yılında, biri bin yataklı toplamda 2 bin 500 yataklı 5 yeni hastanenin yapılması için önemli adımlar atıldı. AK Parti Bursa Milletvekilleri, Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı ve AK Parti İl Başkanı; Sağlık Bakanı Fahrettin Koca ile görüştü. Daha sonra Vali Mahmut Demirtaş başkanlığında, Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş, Yıldırım Belediye Başkanı Oktay Yılmaz, AK Parti İl Başkanı Davut Gürkan ve Sağlık Müdürü Dr. Orkun Yıldırım’ın da bulunduğu heyet biri bin yataklı 5 yeni hastanenin yer seçimi için incelemelerde bulundular’ spotlu haber hakkında bir miktar görüş beyan etmek isterim…

Vakti zamanında, vatandaşa ‘dev proje, büyük hizmet’ başlıkları ile duyurulan, ancak Avrupa’da denenmiş, verimli olmadığı için kısa sürede vazgeçilmiş yatırımlardan olduğunu defalarca söyledik.

Şehir hastanelerinin ve projeye dair tüm süreçlerin kamusal değil ticari odaklı olduğunu yıllar boyu yazdık. Elbette yaklaşımımızın en önemli argümanı hastanelerin Hazineye getirdiği ağır yük ve vatandaşı müşteri olarak gören özel hastane yaklaşımı oldu.

Ne muhalefeti, ne bilim insanlarını, ne de basını bu konuda dinleyen olmadı, artık kimlere ne sözler verildiğini gayet iyi tahmin ettiğimiz Şehir Hastanelerinin yapımı uğruna şehir içinde vatandaşın rahat ulaştığı kamu hastaneleri, gizli sözleşmelerde verilen taahhütler tutsun diye bir bir kapatıldı. Hatta bu da yetmedi, bahsettiğimiz hastanelerin mis gibi şehir içi yerleri de bu hastaneler apar topar yıkılarak başka biçimlerde değerlendirilmek üzere bir kenara ayrıldı.

Tüm bunlar olurken herkes alkış tutuyordu, aklı başında, ‘bu proje uygulanmaya müsait değil’ diyenler de ‘tü kaka’ ediliyordu. Zaman bizi haklı çıkardı. Şehir hastaneleri projeleri rafa kaldırıldı, anısı da bize kaldı yadigar.

Bir kez daha tekrarlayalım, Bursa’da şehir hastanesine ulaşmak için hastanenin maliyetinin üç katı ödenerek yol yapılmaya çalışılıyor o da yıllardır daha tam bitmedi. Yatırımlardan payını alamayan Bursa, hastanesine yol dahi yaptıramadı 5 yılda.

Yerel seçimlere çeyrek kala, bin bir güçlükle, üç beş otobüs değiştirerek şehir hastanesine ulaşmaya çalışan hastasına yaşlısına müjde biçiminde yapılan bu açıklamayı gerçekçi bulmuyorum, çünkü verilen müjdenin altında sadece ‘hastane yapmayı düşünüyoruz’ ve ‘hastane yapmak için yer bakıyoruz’ cümleleri dışında aslında gerçekleşmiş bir gelişme yok!

Allah razı olsun Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, ilk olarak Acemler’deki 1315 yataklı Ali Osman Sönmez Hastanesi’nin inşaatı ile Muradiye Devlet Hastanesi’nin 200 yataklı yeni bölümünün inşaatlarının hızlandırılması için gerekli talimatları vermiş. Bu talimatlar verilmese ne yapardık Bursa olarak…

Müjdeler bununla da sınırlı kalmamış, Osmangazi ile Yıldırım’a hizmet verecek bin yataklı yeni büyük bir hastane için yer incelemesi yapılmasını talep etmiş…

Tekrar vurgulamak istiyorum, bütün bu söylenenler, sadece yerel seçim öncesi söylenen, ardı arkası gelmeyecek olan hani tabiri caiz ise ‘milletin gazını almak için yapılan’ manevralar…

Ama turpun büyüğü heybede…

Çünkü sorunun büyüğü hastane ve yatak sayısının azlığında değil, doktor ve sağlık personelinin yetersizliğinde…

Vatandaşın en büyük isyanı özellikle uzmanlık gerektiren bölümlere randevu alamıyor olmakta…

Hele hele çocuklarla ilgili özel uzmanlık alanlarında doktoru ara ki, bulasın…

Fakat Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın doktorların akın akın başka ülkelere gitmediğine, gidenlerin zaten kısa sürede ülkeye geri döndüğüne, çok yakın zamanda Türkiye’de uzman doktor bolluğu olacağına yönelik açıklamaları dikkatimi çekince şöyle kısa bir araştırma yapayım dedim.

Zira başka bir ülkede çalışmak için aldıkları iyi hal belgesine yönelik Türk Tabipler Birliğinin yaptığı açıklamalar başka bir profil çiziyor, yine biliyoruz ki, doktorlar akın akın başka ülkelere gidiyor…

Efendim, İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Taner Demirer bundan yaklaşık bir hafta önce 2021’de Sağlık Bilimleri Üniversitesi’nce Halep’in Al Rai ilçesinde kurulan Çobanbey Tıp Fakültesi’nden mezun olan Suriyelilerin Türkiye’de çalıştırılmalarının önünde bir engel olmadığını söyledi.

Konuyu biraz daha açalım ve İYİ Parti Balıkesir Milletvekili Dr. Turhan Çömez’e de bu konuda kulak verelim;

“Suriyeliler sınavsız doktor ve eczacı oluyor. Diplomaları gerçek mi, sahte mi araştırılmıyor, sözlü beyan yetiyor. 200 Suriyeli’nin Türk vatandaşı yapılıp İstanbul’da eczane açtığı biliniyor.”

Şimdi, Çobanbey Tıp Fakültesi, AK Parti eski Milletvekili ve Sağlık Komisyonu Başkanı Prof. Dr. Cevdet Erdöl’ün Sağlık Bilimleri Üniversitesi Rektörlüğü döneminde açılmış, Erdöl der ki,

“Çobanbey Tıp Fakültesine Suriye’de yaşayan ve Suriye vatandaşı olan gençler alınıyor. Öğrenci alımında diploma notlarına bakıyoruz, ÖSYM’ninkine benzer bir sınav yapıyoruz. Türkiye’nin mevzuatında, yabancı ülkedeki tıp fakültesinden mezun olanın, Türkiye’de çalıştırılmasında bir engel yok. Çalıştırma Sağlık Bakanlığı’nın yetkisinde.”

Veleddalin Amin…

Bizim uzman bolluğunun nereden geleceği belli oldu da bu uzmanların ne kadar uzman olacağı belli değil şimdilik…

Hani bilin diyorum; bir yandan burnunuzun dibindeki hastaneleri ortadan kaldırıp sizi şehrin bir ucuna hastaneye gönderenler işleri düştüğünde yine yakına hastane yapacağız vaadiyle geliyorlar da bu sadece bir vaat gerçekleşmiş, gerçekleşecek bir durum yok!

Bir de tabi insanları duvarlar muayene etmediğinden içine doktor koymak gerekiyor ya, işte o doktorlar da Suriye sınırında artık hangi koşullarda yetiştiriliyorsa yetiştiriliyor…

Kadem ola artık…

HABERLER