Yasemin Güler
Yasemin Güler
e-posta: YAZARIN TÜM YAZILARI

Satışa geldin İznik!

Son dönemlerde kamu kurumlarının ve belediyelerin boşalan kasalarını doldurmak için mal varlıklarını elden çıkarmaya başladıklarını, işleri ancak böyle döndürebildiklerini daha önce de yazmıştım.

Bu kez benzeri bir çıkış İYİ Parti İznik İlçe Başkanı Mustafa Küçük’ten yükseldi.

Sosyal medya hesabından; “SATIŞA GELDİN! EY İZNİK HALKIM, UYAN!” başlıklı bir yazı paylaşan Küçük, İznik’teki satış hikayesini anlatırken, Bülent Arınç’ın meşhur ettiği “Parsel parsel” sözünü kullanmayı da ihmal etmedi.

Gelelim satışın hikayesine;

İznik Belediyesi 2022 yılı Temmuz ayında ihale yoluyla satmaya çalıştığı taşınmazlara alıcı bulamayınca 2022 Ekim ayında bir kez daha satış için ihale açtı. Satış yine gerçekleşmedi. Bu kez 8 Şubat 2023 tarihi için bir kez daha aynı taşınmazlar için ihale yolu ile satış kararı alındı.

Burada satışa itirazın dışında daha önemli bir noktaya itiraz ediliyor aslında; taşınmazların değerinin 2022 Temmuz ayından bu yana artan gayrimenkul fiyatları göz önüne alınmadan, tahmini satış bedellerinin sürekli düşürülüyor olması asıl mesele.

Bir diğer husus da göreve gelmeden önce, seçim sürecinde; “Bir karış toprak satmayacağız” sloganı ile yola çıkan İznik Belediye Başkanı Kağan Usta’nın bu satışların başındaki belediye başkanı olması.

İYİ Parti ekibi satışların neden gerçekleştirildiğini defalarca sormuş, ancak bir gerekçe, bir açıklama bildirilmemiş kendilerine. Sonunda konuyla ilgili verdikleri soru önergesinin yanıtını bugün aldılar. İYİ Parti İznik İlçe Başkanı Mustafa Küçük ile görüştüğümde belge eline yeni geçmişti.

Verilen yanıtta şöyle diyor;

İznik Belediyesi bugüne kadar toplam 7 adet taşınmazın satışını gerçekleştirmiş. 78 bin 239,47 metrekare yer satılmış. Karşılığında ise 20 milyon 22 bin 950 TL. gelir elde edilmiş.

Bu satışlardan elde edilen paranın kamulaştırma bedellerine harcandığı belirtiliyor Belediye tarafından.

İYİ Parti İznik teşkilatının bu meselenin üzerine gideceğini ve daha başka sorularla konuyu aydınlatmaya çalışacağını söyleyebilirim, çünkü kamulaştırma bedellerinin hangi kurum tarafından karşılandığının açıklanması gerekiyor.

Dikkat çekmek istediğim bir husus da en başından bu yana özellikle yeri ile ilgili eleştirilerimin yoğun olduğu İznik Göçebe Oyunları ile ilgili.

İYİ Parti İznik Belediye Meclis Üyelerinin verdiği soru önergesinde; ‘Göçebe Oyunlarına İznik Belediyesi’nin kasasından ne kadar para harcandı?’ sorusunun yanıtı aranmış.

Yapılan açıklama şu şekilde;

İznik Belediyesi Göçebe Oyunları için kasasından 1 milyon 556 bin 452 TL. 32 Krş. harcama yapmıştır.

Karşılığında İznik ne kazanmış?

Kalabalık sayesinde birkaç esnafımız biraz fazla ekmek ve ayran sattı hepsi o!” diye özetliyor durumu Mustafa Küçük.

Sanırım İznik gerçekten de satışa gelmiş…

TEMA VE ULUDAĞ ALAN BAŞKANLIĞI

Uludağ Alan Başkanlığı oluşturuldu. Artık bu durumu değiştirme gücümüz yok, ancak eleştirme hakkımız baki.

Hatta konuyla ilgili Akademik Odaların zaman zaman sosyal medyaya yansıyan tartışmalarını da keyifle takip ediyorum ki, atladığım bir nokta kalmasın.

Hükümetimizin tüm icraatlarında olduğu gibi, halis niyetlerle yürüneceğine ilişkin sözler verilen, iyi niyet mektupları içeren, güzel başlıklar, süslü içeriklerle kuvvetlendirilen bu icraatında da sonuca bakmak ve sonun nereye varacağını daha önceki örneklerden yola çıkarak tahmin etmek bence daha doğru bir ilerleme.

Tam da bu nedenle TEMA’nın, ‘Uludağ Neden Milli Park Olarak Kalmalı?’ başlıklı içeriğini sizinle paylaşmak istedim.

Öncelikle belirtelim ki, TEMA Uludağ gibi bir değerin şimdiye kadar hak ettiği biçimde yönetilmediğinin farkında. Bölgenin Milli Park ilan edilmiş olmasına rağmen, ancak bu kadar korunabildiğine yönelik bir atıfla başlıyor içerik.

Sonrasında dikkat çekilen üç husus birbiriyle doğrudan bağlantılı.

‘1-Alan başkanlığı yetkisine geçen bölgenin tamamı milli park ve aynı zamanda hem 1. derece hem de 2. derece doğal sit alanıdır.

2-Alan sınırı içinde yer alan, oteller bölgesi olarak anılan bölgede yapılaşmanın artması ve doğal sit alanlarının tahrip olması tehlikesi vardır.

3-Turizm yoğunluğunun artması sebebiyle meydana gelen insan kaynaklı olumsuz etkiler, ilan edilen alan üzerinde sınırlı kalmayacak, tüm milli park sınırları içindeki ekosistem değerlerini de tehdit edecektir.’

Hemen tek bir cümle ile özetleyelim; Uludağ’daki birinci ve ikinci derece doğal sit alanları üzerine kurulan Alan Başkanlığı, yapılaşmanın artmasını kolaylaştırmak için kullanılacak, böylelikle Milli Park sınırları içindeki ekosistem yok olacaktır!

33’ü Uludağ, 138’i Türkiye endemiği olan ve toplam 1320 türe ev sahipliği yapan Uludağ Milli Park sınırı içinde bulunan yaklaşık 2000 hektarlık alanın korunmasına yönelik bir de rica paylaşmış TEMA;

“Bu süreçte Alan Başkanlığı tarafından doğal sit kararlarının kaldırılmamasını, aksine korunarak daha da geliştirilmesini ve taraf olduğumuz Biyolojik Çeşitlilik Sözleşmesi gereği endemik türlerin korunmasını bekliyoruz”

Konunun takipçisi olmaya devam edeceğim…

HABERLER