Yasemin Güler
Yasemin Güler
e-posta: YAZARIN TÜM YAZILARI

Seçime giden yolun taşları kaosla mı döşeniyor?

Dün Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ’ın ülke gündemine bomba gibi oturma çabalarının ciddi sonuçlar verdiğini ve kendisine oy verme ihtimali olmayanların dahi desteğini aldığı Suriyeli sığınmacılar konusunda bir adım öne çıktığını yazdık.

Hemen sonrasında, daha yazdıklarımızın mürekkebi kurumadan, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun katıldığı bir programda Özdağ’a yönelik sarf ettiği;

“Ben bu adamı adam yerine ve insan yerine koymam. Bu hayvandan aşağı bir adamdır. Kendisi adam yerine girmeye çalışıyor. ‘Soros’ çocuğudur ve operasyon çocuğudur. İstihbarat elemanı olduğu apaçık bellidir!” sözleri gündemin daha da ısınmasına neden oldu.

İşler bununla da kalmadı, Özdağ cephesinden de bir çıkış geldi:

AK Parti Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Erdoğan, İçişleri Bakanlığı makamında böyle bir seviyenin oturmasını gerçekten ister mi bilmiyorum? Ben siyasi hayatım boyunca en sert eleştirileri yapmış olmama rağmen, hakkımda hakaret davası açılmış bir siyasetçi değilim.

Zerre kadar erkeklik onurun varsa beni kapının önünde bekle! Seni yarın İçişleri Bakanlığı’nın önünde bulacağım oğlum! O zaman göreceğiz kim operasyon çocuğu, kim Soros’un çocuğu. Saat 11:00’de. Erkeksen orada bekle!”

Bunlar olurken Bursa’da da bana göre dikkat çekici bir gelişme yaşandı.

Yıllardır Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan’ın ölüm yıldönümlerinde düzenlenen ‘Üç Fidan Anma Programı’ bu kez Nilüfer Ülkü Ocakları’ndan 8-10 kişilik bir grubun satırlı, bıçaklı saldırısına uğradı.

Saldırı polis tarafından engellendi, ama senelerdir hiç yaşanmamış böyle bir çıkışın neden şimdi gerçekleştiği konusu soru işaretleri ile birlikte endişeleri de getirdi benim için.

Sanki aşırı uç görüşlerin sivriltilmesi meselesinin ne kadar tehlikeli olduğuna dair bir gösterge oluşturuyordu manzara.

Özdağ ve Soylu arasındaki gerginlik bir günle sınırlı kalmadı. Söz verdiği saatte Türkiye Büyük Millet Meclisi’nden İçişleri Bakanlığı’na yürümek isteyen Zafer Partisi Genel Başkanı’na güvenlik güçlerince izin verilmedi. Bu sıralarda keskin bir zekanın eseri olsa gerek, İçişleri Bakanlığı’nın önünde sokak köpeklerinin sağlık ve güvenliğinden sorumlu ‘HAYDİ Polisi’ne ait bir araç bekliyordu.

“Burası dünyanın lunaparkı değil. Bu sekiz milyon insanı geriye göndereceğiz. Bu politikamız hem AK – Millet ittifakının hem sarayın dengesini bozdu. Gördünüz Erdoğan bir ay içerisinde ‘yollamayacağım’ noktasından ‘bir milyon kişiyi göndereceğiz’ noktasına geldi. Bu da bir seçim tuzağı. BM rakamlarına göre yüz bin kişi gönderildi” şeklinde bir açıklama yaptı Ümit Özdağ Meclis’in önünde.

Bakan Soylu’ya da;

“İkimizden biri ölene kadar bu iş devam edecek. Ya sen milletin önünde özür dilersin ya bu kavga sonuna kadar devam eder!” diye seslendi.

Ümit Özdağ’ın Suriyelilerin insani koşullarda ülkelerine dönmesi konusundaki ilk çıkışları vatandaştan destek bulmuştu. Çünkü daha önce de defalarca yazdığım gibi Suriyelilerle birlikte yaşamak durumunda kalan hiçbir vatandaşımız bu durumdan memnun değil. Birlikte yaşamak durumunda olmayanlar da, ‘bizim yaşadığımız bölgelere gettolaşma sırası ne zaman gelecek?’ endişesi taşıyorlar.

Dünkü yazımın başlığını tekrar edeceğim bu noktada; ‘Suriyeliler yanlış geldiler, yanlış gidecekler…’ vaziyet onu gösteriyor.

Ancak konunun bundan sonraki kısmı; itiş kakış, mahalle kavgası biçimini alışı, üstüne aşırı milliyetçi duyguların ön plana çıkartılması vatandaşı ürkütüyor.

İzlediğimiz bir siyasi çekişmenin kişiselleşmesi midir, yoksa seçime giden yolun kaosla döşeli taşlarının bir bir yerine yerleştirilmesi midir ben de tam emin değilim, vatandaş da tam emin değil…

Unutmamak lazım ki, bu ülke çok çekti sağcı-solcu çatışmalarından. Dünya böylesine global bir hal almışken, ideallerimiz doğrultusunda yaşamaya devam etmeli, ancak kimseyi buna mecbur tutmamalıyız diye düşünüyorum. En azından medenice tartışmayı öğrenene kadar bunu böyle kabul edersek ana sorunlarımıza odaklanabiliriz.

Başkasının özgürlük alanının başladığı nokta bizim özgürlük alanımızın bittiği yerdir’ mesajı burada çok önemli.

Daha yazmaya fırsat bulamadım, ama bir haftada iki kere zam geldi süte, ekmeğin 10 lira olacağı konuşuluyor.

Şimdi bu saçma kavgadan çıkıp sorunlarımızı nasıl çözeceğimize odaklanabilir miyiz?

HABERLER