Yasemin Güler
Yasemin Güler
e-posta: YAZARIN TÜM YAZILARI

Sedat Yalçın hayallerin Bursa’sını anlattı

Siyasilerin bir makama aday oldukları ilk dakikalarda söyledikleri sistemli çalışmaların gerçekleştirilmemesine o kadar alışmışız ki, Yeniden Refah Partisi Bursa Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Sedat Yalçın’ın adaylığını açıklarken söylediği; ‘Her hafta sizinle buluşacağız ve Bursa için düşündüğümüz projelerimizi bir biri açıklayacağız’ sözünün böylesine planlı şekilde yerine getirilmesini hayretle ve memnuniyetle karşıladım.

Devlet Planlama Teşkilatının kapatılmasının ardından planlamanın ülkemiz ve dolayısıyla şehrimiz tarihinden çıktığını düşünüyordum. Belki karşımda gördüğüm bu devlet terbiyesi ile yeniden ‘plan nedir, nasıl yapılır, bir şehrin geleceği nasıl şekillendirilir…’ gibi soruların yanıtlarını bulabiliriz.

İlk toplantıda geliştirdiği ‘Kent vizyonu’nu anlatmayı tercih eden Sedat Yalçın, Bursa’yı tepeden tırnağa yeniden planlamak ve bunu yaparken de çevreci bakış açısını sonuna kadar kullanmaktan yana tercihte bulunmuş.

Tercihte bulunmuş diyorum, çünkü şunu da diyebilirdi; ‘Yapı stokumuz eksik, dolayısıyla yeni yüksek katlı yapılar yapacağız, sanayiye ihtiyacımız var, tarım arazilerini sanayiye açacağız, insan gücüne ihtiyacımız var, göç almakta sınır tanımayacağız…’ üstelik tüm bunları söylerken, bahsi olunan büyümeyi destekleyecek hizmetlerden hiç bahsetmeyebilir ya da birkaç kavşağın trafiği çözeceğine, üretimle uğraşması gereken sanayicinin emlakçılık yapmasının ülke kalkınmasına katkıda bulunacağına, hatta göçmenlerin şehrimiz için ucuz işgücü sağlamasının çok iyi fikir olduğuna da değinebilirdi.

Bütün bunlar elbette bakış açısı ve tercih meselesi…

Şimdi hiç yalan yok, Sedat Yalçın anlattı ve ben hayalimdeki şehrin inşasını aklımda canlandırdım. Nüfusun kontrol altında tutulduğu, temiz teknolojiye geçen sanayi üretimi ile şehirle dost üretimin gerçekleştiği, tarım alanlarının korunduğu, tüm su kaynaklarının sonuna kadar en iyi biçimde değerlendirilirken su döngüsüne de büyük önemin verildiği, bir yandan sosyal belediyecilik yapılırken diğer yandan ‘Modüler konut fabrikası’ gibi şehir için çok gerekli ve çok ileri bakış açısının ürünü yaklaşımların getirildiği bir şehirleşme modeli…

Kırsal alanlarda ahşap konutlar, sahil bantlarında İtalya’da gördüğümüz şirin yerleşimler…

İlk toplantısında kent vizyonunu anlatan Sedat Yalçın’ın çok çok beğendiğim üç projesinden bahsetmekte yarar görüyorum.

İlk proje ‘Bursa Gelişim GYO’, bu sayede Bursa Büyükşehir Belediyesinin uygun fiyatlarla kiraya verilmek ve talep edilirse satılmak koşuluyla konutlar üretmesi planlanıyor.

İkinci proje ile Bursa sahillerinde bir yüzer ada oluşturulacak. Sosyal ve sportif faaliyetlerin merkezi haline gelecek olan yapının kullanımından elde edilen bütün gelir ise şeffaf bir biçimde Bursaspor’a aktarılacak.

Üçüncü proje ise gecelik konaklaması 1.5 gece ile sınırlı olan, turizm fakiri Bursa için turizmi gelir kapısı haline getirecek adımlar atılacak.

Şehrin merkezinde Hanlar bölgesi ve Tophane’yi de içine alan projeye Emirsultan ve Yeşil de eklenecek. İznik tarihi dokusu itibariyle yeniden ele alınacak. Tarihi mekanlar ve butik otellerle hareketlendirilecek. Kongre turizminin merkezi olarak Merinos Atatürk Kongre ve Kültür Merkezi değerlendirilecek.  Bursa’nın sıcak su kaynakları sağlık köyleri olarak yeniden kullanıma sunulacak. Sıcaksu bölgesindeki TOKİ planı gibi planlara yer verilmeyecek…

Şehir için en kıymetli vaatlerden biri de Doğanbey TOKİ konutlarının da içinde bulunduğu bölgenin İnönü Caddesine kadar olan bölümü park olarak değerlendirilecek. Bölgenin alt kısmına ise bedesten tarzı yapılar eklenerek ticaret canlı tutulacak, tarihi dokuya uyum da sağlanacak.

Vaatlerin çok güzel, hatta birbirinden güzel olduğunu söylemeye gerek yok. Kim istemez Bursa’nın sahillerinin İtalya’nın sahil kasabalarındaki gibi görünmesini ve oradaki turistik zenginliğe kavuşmasını.

Kim istemez şehir merkezinin Viyana gibi yeşil ve tarihi dokuyla iç içe olmasını ve bu güzelliğin yarattığı zenginlikten yararlanmayı.

Kim istemez tarım alanlarının korunmasını ve tarım 4.0 gibi teknolojinin de işin içine girdiği üretimlerle kazancına kazanç katmayı.

Kim istemez teknolojik sanayinin ön planda olmasını ve küçük, temiz sanayi alanlarında şimdiki kazançların 10 belki 20 katının kazanılmasını.

Gönül neler ister de, bunların olması için haliyle bütçe lazım. Benim de sorum bu yönde oldu Sedat Yalçın’a; yakın zamanda ‘Yerel yönetimlerle genel yönetimler aynı olmazsa o bölgeye hizmet zor gelir’ minvalinde bir açıklamada bulunan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın bu sözleri üzerine nasıl bulunacak bunca yatırım için para?

“Biz Cumhur İttifakının içinde bir partiyiz. Bursa için taleplerimizi çekinmeden dile getireceğiz, Bursa’nın kazancını Bursa’ya getireceğiz, üstüne olması gerekenleri de alacağız. Üstelik bu projelerin büyük bölümü finansını kendi içinden sağlayacak projeler olduğu için hayallerimizi gerçekleştirmekte sıkıntı yaşamayacağız” diyerek yanıtladı beni.

Görünen o ki, YRP Bursa Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Sedat Yalçın’ın başkanlık koltuğuna oturması halinde şehir birkaç yıl şantiye halini alacak, ama muhteşem bir sonuç çıkacak ortaya. Sedat Yalçın’ın seçilememesi halinde de kendisinden ve projelerinden yararlanılması bizi bir adım ileriye götürecektir kanaatimce.

CHP’de meclis üyeliği savaşları

Cumhuriyet Halk Partisi Bursa örgütleri, Belediye Meclis Üyeliklerinde ön seçim için sandık başındaydı bu hafta sonu. Kıyasıya bir yarış oldu. Yarışın en hareketli olduğu bölge de her zamanki gibi Nilüfer’di.

Meşhur anahtar listeler yine yarışın favorisiydi tabii. Mevcut Nilüfer İlçe Başkanı Özgür Şahin ve Önceki Dönem Nilüfer İlçe Başkanı Fırat Yılmaz’ın yaptığı listeler yarıştı seçimde. Geçmiş yönetimin anahtar listesinde yer alan Gökçe Güney, Ata Erk şanlı, Salih Güleç, Resul Tarman, Ekrem Erk, Özlem Akbaş Önsoy, Tuğçe Savaş, Gülver Deniz ilk sıralarda yer aldılar.

Mustafa Bozbey’in desteği ile ilçe başkanlığına seçilen Özgür Şahin’in anahtar listesinin delinmesi ve ilk sıralara Fırat Yılmaz ekibinin listesindeki isimlerin oturması Genel Merkez tarafından nasıl okunacak? Burada asıl sorulması gereken soru bu bence.

Birkaç da sorun var bu noktada…

İlk sorun belediye başkan adayı belli olmayan ilçe belediyeleri için belediye meclis üyeliklerine ön seçim yapılıyor olmasında.

Hele hele kulağıma gelen bir duyum var ki, evlere şenlik. İkinci önemli sorunu bu duyum oluşturuyor. İlçe binasının küçük olması nedeniyle seçimlerin yapıldığı süreç Nilüfer’de biraz sıkıntılı geçmiş gibi görünüyor. Uzun süreler boyunca soğukta beklemek zorunda kalan üyeler zor zamanlar geçirmişler.

İlçe başkanı Şahin; ‘Üyelerimizin ilçe binamızın yerini öğrenmesi için seçimi kendi binamızda gerçekleştirdik’ demesini bir yana bırakırsak, üyelere; ‘Nilüfer Belediye Başkanı Turgay Erdem bina vermediği için seçimleri ilçe binasında yaptık’ gibi açıklamalarda bulunulmuş.

Kendisinden salon talebinde bulunulmadığını ve durumdan haberdar edilmediğini belirten Turgay Erdem, ‘Bana söyleselerdi örgütüm için en güzel salonu açardım’ diyor, bilginiz olsun istedim…

 

 

 

HABERLER