Yasemin Güler
Yasemin Güler
e-posta: YAZARIN TÜM YAZILARI

Süt meselesine köklü çözüm

Serde Mustafakemalpaşalı olmak var. Bizim için süt ve süt ürünleri vazgeçilmez bir tat.

Yani düşünün; sütten peynir, peynirden tatlı yapmışız. Bu konuda hamsiden her kalem ürünü soframıza taşıyan Karadeniz insanına benzetirim kendimi.

Süt, bir Mustafakemalpaşalı için vazgeçilmezdir…

Bugünlerde fiyatı üzerinde uzun uzun konuşulup tartışılan sütü neden sıklıkla köşeme taşıdığımı girişte açıklayayım istedim size. Bizim için, benim için hayat memat meselesi bu konu.

Gelelim yaşananlara.

Ulusal Süt Konseyi’nin sütte fiyat artırımına gidilmeyeceği yönünde yaptığı açıklamanın ardından 15 Mayıs tarihinden itibaren yem, mazot ve işçi maliyetleri gibi girdilere gelen zamları sineye çeken, özellikle küçük üretici, adeta isyan etti ve piyasa kendi fiyatını belirleme noktasına geldi biliyorsunuz.

Bilmiyorsanız da işin bu kısmını aklınızda tutun bence, çünkü bu bölüm bize gösteriyor ki; hakkını almak isteyen bir biçimde almanın yolunu buluyor, olmadı yol gelip onu buluyor.

Piyasa kendi fiyatını belirlemeye başlayınca Ulusal Süt Konseyi yeniden toplantı çağrısı yaptı, katılım olmadı. Ciddi tartışmaların yaşandığı, sektör temsilcilerinin birbirini suçladığı bir sürecin ardından Konsey tavsiye satış fiyatını 8.50 TL’ye çıkardığını duyurdu. Böylelikle çiğ süt referans fiyatına yüzde 13.3 zam gelmiş oldu.

Tarım ve Orman Bakanı Vahit Kirişçi, sosyal medyadan yaptığı açıklamada, “Ulusal Süt Konseyince 14 Ekim 2022’den itibaren çiğ süt fiyatının tavsiye fiyatı 8.50 TL olarak belirlenmiştir. Bakanlığımızca Ekim-Aralık dönemi için 20 kuruş ödenmesi planlanan çiğ süt destek primi de iki buçuk kat artırılarak 50 kuruşa yükseltilmiştir. Böylece üreticinin eline en az 9 TL geçecektir” dedi.

Aslında meseleyi asgari ücret artışına benzetsek yanlış olmaz sanırım. Asgari ücretin artış oranı açıklanır açıklanmaz temel tüketim ürünlerine nasıl peş peşe zam yapılıyor ve asgari ücretli daha zamlı maaşını cebine koymadan yeni zamlarla yüzleşiyorsa, işin üretici kısmında da benzeri gelişmeler söz konusu.

Süt üreticisi çiğ süte açıklanan zam daha piyasada oturmadan yemi zamlı almaya başladı zaten.

Yoğun enflasyonist ortamda üretici de tüketici de memnun değil halinden.

İşlerin neden bu noktaya geldiğine ilişkin Ziraat Mühendisleri Odası Bursa Şube Başkanı Fevzi Çakmak ile görüştüm.

Artık seçim odaklı gidiyor bütün kararlar. Süt de piyasadaki pek çok ürünün ham maddesi olduğundan fiyat artışı oluşmasın diye çiğ süt fiyatını yükseltmeme yönüne gitmek istediler. Bir yandan enflasyonu dizginlemeye çabalarken bir yandan bir sektörü yok etme noktasına getiriliyor” diyor Çakmak.

Fiyat artırmama kararı vererek çiftçiyi mağdur etmek yerine çiftçinin ana girdilerine yapılan zamların önüne geçilmesi gerektiğini önemle vurgulayan Çakmak, birçok işletmenin kapanma noktasına geldiği konusunda üretici ile hem fikir. Ancak sorunun geneline bir bakışı ve çözüme köklü yaklaşımı var.

Tıpkı asgari ücrete sürekli zam yapmak yerine alım gücünü arttırmak asıl çaredir açıklaması yapan ekonomistler gibi Ziraat Mühendisleri Odası Bursa Şube Başkanı da;

“Bizim ortalama inek verimimiz yıllık 3 bin 100 litre civarında. Avrupa Birliği standartlarında bu rakam 6 bin litre. Biz bunları konuşmalıyız aslında. Süt verimimizi AB normlarına getirirsek, fiyatları bu kadar konuşmayacağız belki de. Esas sorun küçük işletmelerin AB standartlarında üretim yapmasını sağlamakta.

Küçük işletmelerimize veteriner ve ziraat mühendisleri ulaşamıyor. Bilim oraya dokunamıyor. Küçük işletmelerin hijyen ve sağlık koşullarını iyileştirmemiz, hayvanların kaliteli yemle beslenmesini sağlamamız, kötü koşullar nedeniyle yaşanan buzağı kayıplarının önüne geçmemiz gerekiyor.

Güçlü, sağlam ve kaliteli damızlık temini, işletmelere gerekli barınak desteği ya da hibesi ve kaliteli yem desteği ile çözebiliriz ancak çiğ süt ve yem fiyatları arasındaki yarışı!” diyor.

Çok mantıklı değil mi?

Bu noktada şu soruyu soruyorum: ‘Asıl mesleği çiftçilik olmayan üreticilerin hibe ve desteklerden faydalanmaları yerine, köylerdeki küçük işletmelerin devletin sağladığı avantajlardan yararlanmaları ve daha doğru üretim yapmalarının önünde kim engel olarak duruyor ki?’

Biri bana bu sorunun yanıtını verirse çok bahtiyar olacağım.

Süte leke düştü çünkü…

HABERLER