Yasemin Güler
Yasemin Güler
e-posta: YAZARIN TÜM YAZILARI

Tren gelmedi, Kemal Demirel gitti…

Önümüzdeki seçimlerin belki de kaderini belirleyecek olan kararsız seçmenlerin içerisinde yüzde 10’luk bir kesimi oluşturan gençlerin politikadan uzak oluşları hep dikkat çeken bir konu olmuştur.

Çünkü bir zamanlar ideolojileri uğruna önemli savaşlar veren insanlar vardı bu ülkede.

İdeolojinin sözünün geçtiği bu zamanlardan itibaren siyasetin içinde olan rahmetli babam sayesinde, ben de ülkesi için çaba sarf eden pek çok isimle tanışma fırsatı buldum, hatta bazılarına ‘amca’ diye hitap edecek kadar yakından tanıdım onları.

‘Bursa’ya treni getirmeden ölmeyeceğim’ diyen, ancak bu konuda iktidarın inadını yenemeden aramızdan ayrılan, yılların mücadelesinin kendisine getirdiği isimle; ‘Cuf cuf Kemal’den, Kemal Demirel’den bahsediyorum.

İktidarıyla muhalefetiyle herkesin sevgisini kazanmış bir isimdi Kemal Demirel. Babam gibi babadan miras CHP’liydi. Partisinin en önde koşan neferlerinden de biri oldu hep.

Mustafa Kemal Atatürk’ün yurdun dört bir yanını demir ağlarla örmek isteğinin Bursa’da sekteye uğramasının anlamsızlığını vurgulayan ve Bursa’nın diğer şehirlere bir demir yolu ile bağlanmasının önemini hatırlatarak, şehrimizin bir trene kavuşması için yıllardır mücadele eden bir isimdi. 45 il ve onlarca ilçeyi gezerek demiryolu ağına dikkat çeken mücadelesiyle öne çıktı.

Mücadelesinde öylesine çıkarsızdı ki, 2012 yılında AK Parti tarafından düzenlenen hızlı tren temel atma törenine çağrılan tek CHP’li oldu. Hatta dönemin Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç ‘Kemal Demirel’ adını anons ederek gösterdiği çabada hakkını teslim etti. (AK Parti’nin protokolde muhalefetle en yakın olduğu zamanlardan biri olabilir bu an)

Ülkenin önemli sorunları üzerinde iddialı çözümler üretip meselenin üzerine gitmekten geri durmayan, bu arada da pençesinde olduğu amansız hastalıkla mücadele eden, Demirel’in tren konusundan daha az dikkat çeken, ancak bence trenin Bursa’ya gelmesi kadar önemli olan bir diğer mücadelesi de köy okullarının yeniden açılması için verdiği çaba.

Bu konuyu öne çıkarmak adına fotoğraflar çeken, sergiler açan Demirel’in, treni Bursa’ya getirmeye ömrü vefa etmediği gibi, köy okullarının açılması konusunda da ilerleme kaydedemedi ne yazık ki.

Hızlı trenin Bursa’ya geliş tarihi olarak en son net bilgiyi bir süre önce şehrimizi ziyaret eden Numan Kurtulmuş’tan almıştık. ‘Hızlı tren 35 ay sonra’ demişti Kurtulmuş. Ne sözler verildi, ne tarihler söylendi, ne projeler yapıldı ve iptal edildi…

Tren meselesinde yapılan açılışlara, kesilen kurdelelere, hatta raylarda yürütülen birkaç vagona dahi güvenemeyeceğimizi değişik projelerin açılışlarında deneyimledik. Bu nedenle tam bir sefer düzenlenmeden ‘bu iş bitmiştir’ diyemeyeceğimizi ısrarla söylemek istiyorum.

Kemal Demirel’in üzerinde hassasiyetle durduğu köy okullarının yeniden açılması işi ise köylerin yeniden canlanması, şu an yaşadığımız gıda krizinin önüne geçilmesinin başlangıç noktası olduğundan, bence son derece önemli.

Onun bıraktığı bayrağı CHP içinden isimlerin yerden alması ve aynı kararlılıkla bu konudaki mücadeleleri sürdürmesi gerekiyor.

Çünkü şehre trenin gelmesi de köy okullarının yeniden açılması da Bursa’nın hayat damarlarındaki akışı hızlandıracaktır bence.

Cumhuriyet Halk Partisi’nin 2001-2002 yılları arasında İl Başkanlığını yapmış, 22. ve 23. Dönem CHP Bursa Millet Vekili Kemal Demirel’i bugün toprağa verdik.

Ona veda ederken CHP İl Başkanı İsmet Karaca’nın yaptığı konuşma kulaklarımızda kalsın istiyorum; “Trenin hala şehrimize gelmemiş olmasını protesto etmek için düzenlediğimiz yürüyüşe katılmak için hastaneden izin aldı. ‘Yürümek için özel doping yaptıracağım’ diyerek geldi eyleme. Bizimle birlikte 100 metre kadar yürüdükten sonra tekrar hastaneye döndü. Meğer bize veda ediyormuş. Ona konduramadık…”

Böylesi peşinde olalım ideallerimizin, mücadelelerimizin…

Nilüfer Halk Evi önünde düzenlenen törenden sonra sonsuzluğa uğurlandı Kemal Demirel. Eşi Nimet Demirel’e, Ablası Emine Örnek’e, tüm ailesine ve sevenlerine başsağlığı diliyorum.

HABERLER