Yasemin Güler
Yasemin Güler
e-posta: YAZARIN TÜM YAZILARI

Yerel seçim pazarlıkları

Siyasette son dönemlerde yapılan birliktelik görüşmeleri ittifaksız ilerlenemeyeceğinin açık göstergesi olarak karşımızda duruyor.

Merkez medyada en çok üzerinde durulan görüşme CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in DEM eş başkanları ile yaptığı görüşme oldu, ancak bence bu istişareden daha mühimi AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan ile YRP Genel Başkanı Fatih Erbakan’ın yaptığı görüşmeydi.

Erbakan’ın partisi ile aynı tabandan oy alması beklenen Gelecek Partisi ve DEVA Partisi’nin beklenenden az oy aldığını, beklenenden fazla bir kazançla bu seçimlerden çıktığını artık herkes biliyor sanırım. Buna karşılık Erbakan’ın Genel Başkanı olduğu YRP, aldığı oy oranında vekil kazanımına ulaşmayarak bir miktar hüzünle ayrıldı seçimlerden.

Hemen hatırlayalım rakamları; Yeniden Refah Partisi Cumhur İttifakı’ndan 5 milletvekilliğini zor koparırken, Millet İttifakı ile yapılan görüşmeler sonucunda DEVA Partisi 15, Gelecek ve Saadet Partisi de 10’ar vekillik almıştı.

Pazarlıklar oldu, bitti, gerçekten bazı pazarlıklar oldu bittiye getirildi ve özellikle CHP tabanını bu oldu bitti meselesi son derece rahatsız etti, falan filan…

Şimdi sırada muhalefetin ‘bu seçimleri ezici bir çoğunlukla kazanmamız halinde genel seçimlerin erkene alınması ihtimalini güçlendiririz’ düşüncesiyle girdiği, iktidarın ise özellikle büyükşehirleri yeniden almak için kuvvetle bastırdığı bir yerel seçim mevcut.

Her iki cephe için de durumun pek anlattıkları kadar kolay olmadığını, yine başa baş bir mücadele izleyeceğimizi şimdiden görüyoruz siyaseti takip eden gazeteciler olarak.

Özellikle İstanbul ve Ankara’da iktidar cephesi İmamoğlu ve Yavaş’ın karşısına çıkaracak aday bulmakta zorlanıyor.

Burada da iş diğer siyasi partilerin devreye girmesi ile değişecek küçük yüzde farklarına kalıyor.

İki taktik gözetiyor her iki cephe de; bir yandan kendi istedikleri, oyları bölebileceğini düşündükleri isimlerin kendi adayları ile sahneye çıkmasını sağlamaya çalışarak diğer cephenin birleşmesini önlemek. Burada DEM’in Başak Demirtaş gibi bir isimle sahneye çıkması durumunda alabileceği oy oranını göz önünde bulundurarak böylesi bir plan yapıldığını söyleyebiliriz. İYİ Parti’nin kendi adayı ile seçimlere gireceğini ifade etmesi ve Cumhur İttifakı açısından da MHP’nin kendi adayı ile seçime katılması ihtimalleri hep aynı senaryonun farklı versiyonları gibi.

MHP ve AK Parti birlikte aday çıkaracakları 30 büyükşehri açıkladıktan sonra son versiyon en azından Bursa için rafa kalktı, ancak muhalefet için sunulabilecek pek çok alternatif senaryo var…

Tam da bu sıkışmanın arasında DEM ile CHP görüşmesinin önemi elbette çok büyükken benzeri hesapları gayet güzel yapabilen ve genel seçimlerde yaptığı ittifaktan aldığını pek de beğenmeyen Fatih Erbakan da giriyor devreye. Zira Yeniden Refah Partisi’nin İstanbul’daki oyu azımsanmayacak bir yüzdede.

Tamam öyle yüzde 10’lar düzeyinde değil, ama yüzde 3.5-4 düzeyinde bir orandan bahsetmek mümkün.

Şimdi hesaplar bozuldu mu?

Bir ölçüde evet…

Burada pazarlık gücü de YRP’ye geçiyor haliyle. Erbakan elindeki gücü bu kez iyi kullanmak ve pazarlıkla en azından birkaç ili ve İstanbul’da bazı ilçeleri almak arzusunda…

Halen İmamoğlu’nun karşısında aday çıkaramayan iktidarın pazarlık gücü bu noktada zayıflıyor haliyle.

Erbakan’ın isteyeceği iller arasında Bursa’nın da olma ihtimali var mı?

Ben pek sanmıyorum.

Çünkü son günlerde pek çok kişinin iştahını hayli kabartan. Kendi içinde barındırdığı değerleme ile artık ‘taşı toprağı altın’ diye tabir edilecek yerlerden biri haline gelen, ancak nedense içinde yaşayanların bu kıymeti bir türlü hissetmedikleri ve iktidar partisinin elinde kalan en büyük Büyükşehir Belediyesi olmasına rağmen geçtiğimiz 5 yılda 5 kuruşluk yatırımların dahi fazla görüldüğü Bursa paylaşılamıyor. Bir önceki yazımda MHP VE AK Parti’nin ortak aday çıkarma konusunda üzerinde uzlaştıkları iller arasında Bursa’nın da olduğunu, bu durumun AK Parti içinde Bursa Büyükşehir Belediyesi için kulis yapan isimler açısından tüm hesapları alt üst ettiğini yazmıştım. Denklemin içine bir de YRP girerse tadından yenmez bu karışıklık…

Bu kez Millet İttifakı’nın altılı masasındaki karmaşaya Cumhur İttifakı düşer ki, muhalefetin çekiştire çekiştire kullanacağı harika bir malzeme olur elinde…

Şimdilik AK Parti kulislerinde özellikle İstanbul için isimler konuşuluyor. Adil Karaismailoğlu ve Ergün Turan isimlerinin yanı sıra Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın da adı geçiyor.

Ancak en az İstanbul ve Ankara kadar önemli olması gereken illerin başında Bursa’nın da gelmesi gerektiğini düşünüyorum ben.

Bursalı seçmen gözünü açar ve iktidar partisine bu şehrin çantada keklik görülmekten bıktığını, artık gerçek hizmetler istediğini ve eldeki kuş olmak fikrinden her an cayabileceğini gösterirse, yıllardır beklediği yatırımları ve şehrinin talan edilmesi işinden sıyrılıp abat edilmesine varan süreci yaşayabilir.

Bizim seçmen tüm bu paradigmaları bir arada değerlendirebilir mi?

İşte orası tartışılır…

 

HABERLER