Yasemin Güler
Yasemin Güler
e-posta: YAZARIN TÜM YAZILARI

Asgari ücrete 1500 lira zam nasıl yapılır?

Tarihler 15 Kasım 2015 ve şaşkınlıkla baktığım ekranın diğer tarafından, ‘Ali Koç’un içine Karl Marks mı kaçtı?’ sorusunu sorduracak açıklamalar geliyor kulağıma.

O zamanlar tabi G-20 üyesiyiz. Düzenlenen zirvede konuşan Türkiye’nin en zengin ailesinin veliahtı konumundaki Ali Koç, vahşi kapitalizmin yarattığı eşitsizliği ‘gerçek bir sorun’ olarak nitelendiriyor.

Kulaklarıma inanamıyorum!!!

Ancak mantıklı.

Şöyle ki;

Kapitalizm o derece büyük bir eşitsizlik ortaya çıkarmış, doğaya, topluma ve bireye dönük o denli yıkıcılaşmış ve bu durum basit ideolojik mekanizmalarla saklanamayacak kadar barizleşmiş durumda ki; ayakta durması giderek zorlaşıyor.

Kısacası kapitalizm tüm gezegenle birlikte kendi kendini tüketiyor.

Ayakta durmak isteyenler de acilen yeni bir dengenin oluşması gerektiğinin farkında.

Ve günümüze geldiğimizde benzer açıklamaları duyuyoruz TÜSİAD Başkanı Orhan Turan’dan.

Çalışanlarının neredeyse yüzde 50’si asgari ücret alan, yüzde 15’i de asgari ücretin çok az üzerinde ücretle çalışan. Yani çalışanlarının yüzde 65’i asgari ücrete bağımlı bir ülkede, henüz 5 ay önce açıklanan tarihi asgari ücret zammının mum gibi eridiğini ve daha işçinin cebine girmeden anlamını yitirdiğini söylemek mümkün.

Hatta bunun üstüne asgari ücretlinin iki aydır açlık sınırının altında çalıştığını da eklemek lazım.

Emeklilere ve memurlara enflasyon oranında maaş güncellemesi kapıdayken, asgari ücretli de yeni bir düzenleme ve maaşının alım gücünün arttırılması hayalinde haliyle.

Çok da uzun sürmeyen bir hayal. Çünkü hem Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Bilgin hem de Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan bu konuda bir tasarrufları olmayacağını, asgari ücretin zam döneminin yılbaşı olduğunu belirtti.

Ek zam beklentileri tam bitmişti ki, TÜSİAD devreye girdi. TÜSİAD Başkanı Orhan Turan, asgari ücrete ek zam tartışmasını yeniden başlattı ve dedi ki;

“Çalışanları enflasyona ezdirmeden bu süreci birlikte geçirmemiz gerektiğini düşünüyorum. Yüzde 60’ın üzerinde enflasyonun olduğu bir yerde yapılması gereken yapılmalı!

Bazı şirketler geçen sene Ağustos-Eylül aylarında destek anlamında bazı düzenlemeler yaptı. İş barışı açısından da bunu düşünmemiz, çalışanları enflasyona ezdirmeden bu süreci birlikte geçirmemiz gerekiyor!”

Daha geçen gün;

“Bugüne kadar büyük bir zenginlik içinde yaşadık. Zengin fakir ayırımı yapmadan her evde iki üç aracın olduğu, bir zenginlik döneminden daha tasarruflu bir döneme girdik.

Artık 50 kuruşa çay, bedava otobüs istemeyeceğiz. Bu sosyal devlet anlayışı bakın bizi nereye getirdi. Sosyal devlet güvenliğini verir, eğitimini verir, sağlığını verir. Onun dışında yeme içme bireye aittir. Sadece biz değil bütün dünya buna alışmak zorunda. Tasarruf edeceğiz” bakış açısıyla karşılaşmış ve bu yanlış yaklaşımın şokunu üzerinden atamamış bir gazeteci olarak, iş barışını önemsediği için tebrik etmek istediğim Orhan Turan‘ı ayakta alkışlıyorum.

Konuyla ilgili görüşlerine başvurduğum Sosyal Güvenlik Uzmanı Özgür Erdursun’un görüşleri de dikkat çekici.

Asgari ücrete kesinlikle ek zam yapılması gerektiğini belirten Özgür Erdursun;

Şu anda yaşadığımız kriz bir ücret krizidir, yani sabit gelirlilerin, gelirlerini arttıramayanların krizidir, öncelikle bu krizin adını koymamız gerekiyor. Bu kriz, emeklilerin memurların ve asgari ücretlilerin yaşadığı bir krizdir.

Çözüm sadece asgari ücrete zam değil, tüm sabit ücretle çalışanların aylıklarının arttırılmasıdır. İlk etapta bin 500 lira zam yapılması gerekmektedir ve bu zam uygulanırken bence devlet de elini taşın altına koymalıdır. Önerim, uygulanacak olan zammın 500 lirası hazine, 500 lirası işsizlik sigortası, 500 lirası da işveren tarafından karşılanmalı ve bu zam vergiden muaf tutulmalı. Böylece iş barışını sağlamak ilk etapta mümkün olabilir diye düşünüyorum” diyor.

İş barışı önemli, toplum huzuru önemli, dolayısıyla yapılması gereken neyse yapın…

 

 

HABERLER