Yasemin Güler
Yasemin Güler
e-posta: YAZARIN TÜM YAZILARI

Hatırlatayım; Türkiye laik bir ülke!

Gün geçmiyor ki, çocuklarımızı ve gençlerimizi ‘değerler eğitimi’ adı altında projelerle oradan oraya sürüklemek için kolları sıvamayalım…

Hiç vakit kaybedilmiyor, tepkiler soğudukça yeni bir projeyle, yeni isimlerle, aynı niyetler ve aynı düşüncelerle çıkılıyor velilerin karşısına.

Bütçesi pek çok bakanlıktan daha fazla olan ve anlaşılan bu bütçe ile ne yapacağını bilemediğinden Milli Eğitim Bakanlığının işlerine de bir el atan Diyanet İşleri Başkanlığının yeni projesine göre ilkokul üçüncü ve dördüncü sınıf çocukları hafta sonu camiye götürülecek

Derslik sayısının yetersiz olması nedeniyle tam gün eğitimden ikili eğitime geçilerek, sabahçıların kör karanlıkta derse başladığı, öğlencilerin ise kör karanlıkta dersten çıktığı bir sistemi veliler ile öğrencilere dayatan Milli Eğitim Bakanlığı, derslik yaptırmak yerine çocuklarımızın kaybettikleri değerlerini onlara hatırlatmak amacıyla hafta sonları onları camiye götürmek gibi şahane geliştirici bir proje üretmiş…

Ne mutlu bize…

İsteyen hafta sonu da camiye götürür çocuğunu hafta içi de beş vakit namazını da kıldırır, orucunu da tutturur, hacca da götürür… Buna kimse karışamaz elbette. Dini inanışı neyi gerektiriyorsa yerine getirir, çocuğunun özlük haklarını hiçe saymadığı sürece veli olarak kendi düşüncelerini ona anlatmak hakkıdır da.

Buraya kadar her şey tamam, fakat iş bu davranışların okullarda bir zorunluluk haline gelmesi olduğunda mevzu tamamen değişiyor…

Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş geçtiğimiz günlerde, ‘Genç Gönüller, Çocuk Gönüllerle Buluşuyor Projesi’ni duyurarak ilkokul öğrencilerine yönelik bir değerler eğitimi programının daha başlatılacağını vurgularken bahsettiğim bu uygulamadan söz açıyordu.

Proje detayları şöyle; ‘ilkokul üçüncü ve dördüncü sınıf öğrencilerini kapsayacak. Bu öğrencilere Diyanet gençlik hizmet mekânları ve camilerde, manevi danışmanlar ve din görevlileri nezaretinde değerler eğitimi faaliyeti düzenlenecek’

Kim bu manevi danışmanlar ve din görevlileri? Çocuklara eğitim vermek konusundaki tahsilleri, eğitimleri, oryantasyonları, pedagojik formasyonları neler? Hiç belli değil!

Aktarıldığı kadarıyla, lise ve üniversite öğrencisi olan Diyanet Gençlik Gönüllüleri, ilkokul üçüncü ve dördüncü sınıf öğrencilerine rol model olacak, onlara rehberlik edecek. Kız öğrenci gruplarına kız, erkek öğrenci gruplarına erkek gönüllüler eşlik edecek.

Ben bu abicilik, ablacılık işini bir yerlerden hatırlıyorum ve siz de hatırlayın diye buraya not düşüyorum…

İş bununla da kalmıyor, yaz kuran kursları da henüz proje illerde uygulamasına başlanacak olan proje başarılı olursa konuya eklenecek ilk ilave olacak.

Pilot il olarak seçilen iller arasında elbette Bursa da var. Muhafazakar yapısı ile böylesi projelerden son derece hoşnut kalacağı düşünülen Bursalı velilerin durumdan ne kadar mutlu olduklarını tam olarak kestirmek zor, çünkü meseleyi tam olarak ne kadar idrak ettiklerini tahlil etmek güç açıkçası.

Şöyle de güzellemeler var, çocukların derslere olan ilgilerini artırmak, vizyonlarını geliştirmek, sosyal gelişimlerine katkı sağlamak, cami bahçesinde kamplar yaparak sohbetler etmek, filmler izleyip kitaplar okumak, sanatsal ve sportif faaliyetlerde bulunmak…

Şimdi dikkatinizi buraya yoğunlaştırın, zira okunacak kitaplar, izlenecek filmler öyle sanatın yakasından tutmuş eserler olmayacak orası net!

Belirlenen temalar da çocukların derslerinde daha aktif olmalarını, daha sosyal olmalarını, vizyonlarını geliştirmelerini amaçlamanın çok dışında.

“Dinimin direği namaz”, “Berat kandili”, “İncitmeden yardımlaşıyorum”, “Ramazan ve Oruç”, “Mahremiyet bilinci”, “Teknolojiyi faydayı kullanıyorum”, “Çanakkale Zaferi ve önemi”, “Kuranla buluşuyorum”, “Kadir gecesi”, “Merhametli davranıyorum”, “Ramazan Bayramı” “Sağlık ve Güvenlik”, “Peygamber ve çocuk”, “Trafik kurallarına uyuyorum”, “Peygamberimizin örnek davranışlarını öğreniyorum”, “Engeller engel değildir”, “Fetih ve fatih”, “Çocuk ve dua”, “Anne ve baba: Cennetin iki kapısı” ve “Ailem ve ben” başlıklı temaları olacak, bu tema kapsamında etkinlikler düzenlenecek…

Doğrusunu söylemek gerekirse benim çocuklar büyüdü. Çok şükür ki, böyle bir potaya girmiyor yaşları. Fakat bu ülkenin tüm çocukları bizimse ve biz milletin uzay aracına tonla para ödeyerek minibüs yolcusu gibi uzaya gitmeyi kutlamak yerine uzayda kendi üssümüzü kurmak istiyorsak, böyle olmaz!

Bu ülkenin Türkiye Cumhuriyeti Devleti olduğunu, laik bir ülke olduğunu, eğitiminde de laiklik ilkesinin uygulanması gerektiğini bir kez daha hatırlatmakta fayda var.

***

DİKKAT KULİS VAR!

Herkes önümüzdeki Cuma gününü işaret ediyor, zira İstanbul, Ankara, Bursa üçgeninde lobi çalışmaları yürüten ekipler bir bir şehre dönüyor. Cuma günü CHP’nin Bursa açısından kritik üç ilçesinin belediye başkan adaylarının açıklanması muhtemel.

Gelelim kulis bilgilerine…

Nilüfer Belediye Başkanı Turgay Erdem halen en güçlü adaylardan biri. İYİ Parti’nin arzusu da bu yönde, çünkü Erdem’in aday olması halinde Nilüfer ilçesi için İKK Sekreteri ve Mimarlar Odası Bursa Şube Başkanı Şirin Rodoplu Şimşek’i aday gösterecekler. Meral Akşener’in son Bursa ziyaretinde karşılıklı kahveler içildi, Akşener Şimşek’e; ‘Onlar Turgay Erdem’le sen de bizimle devam edersin’ dedi, diye geldi kulağıma. Bakalım hayırlısı.

Mudanya konusu biraz karışık. Her an bir sürpriz yapar diye beklediğim Hayri Türkyılmaz’ın şansının giderek düştüğü çok sık dillendiriliyor. Deniz Dalgıç güçlü bir aday profili olarak karşımızda duruyor şimdilik.

Gemlik’te ilk zamanlar değiştirilir mi diye düşündüğümüz Uğur Sertaslan ismi ile devam edilecek gibi görünüyor, Sertaslan’ın en yakın rakibi ise Zeynep Serintürk. Gönlüm bir kadın adaydan yana olur elbette, ama kulisler Sertaslan adını öne çıkarıyor.

Bakalım bu Cuma CHP’liler için hayır getirecek mi?

HABERLER