Ülkenin kendi söküğünü dikemeyen terzilerinden olan gazetecilerin 3 Mayıs Dünya Basın Özgürlüğü Günü bugün.
Uluslararası Sınır Tanımayan Gazeteciler örgütü, gazetecilere yönelik süregelen baskılar nedeniyle her yıl yeniden değerlendirmeye aldığı Dünya Basın Özgürlüğü Endeksi’nde 2025 yılı sonuçlarını açıkladı. Türkiye 180 ülke içerisinde 159. sırada!
Basınına bizden daha az özgürlük tanıyan 21 ülke var dünya üzerinde hepi topu…
2022’de 149, 2023’te 165, 2024’te 158. sırada bulunduğumuz liste her geçen yıl durumumuzun daha vahim hale geldiğinin de göstergesi. 2025 Endeksi’nde bir sıra daha kaybederek; basın özgürlüğü konusunda ‘çok vahim’ kategorisinde yerimizi aldık maşallah…
Uzun yıllar karşı karşıya kaldığı yasal ve fiziki baskılardan usanan gazetecilik, demokratik düzenleme ve güvenceden yoksun kalma kısmına iyice alıştıktan sonra, şimdi de ekonomik istikrarsızlığın getirdiği darbe ve teknolojinin dayattığı ‘tek kişileşme’ koşullarıyla zayıflama gösteriyor. Böylelikle ya medyayı destekleyen bir kesimin tek sesliliğinin hakimiyetine giriyorsunuz ya da tek kişilik medya olarak özgür ancak cılız sesinizle işinizi yapmak için yine tek tabanca olarak mücadele ediyorsunuz. Kişiler markalaşırken, tüm medya camiasının karşı karşıya bulunduğu tehlikenin adı, medyada tek seslilik!
Tek olmak ya mücadele etmemeyi ya iki keskin kutba ayrılan ülkede kendi mahallesinin sesi olmayı ya da çarpışa çarpışa kan kaybetmeyi beraberinde getiriyor.
Gazetecilere yönelik fiziksel saldırılar basın özgürlüğüne yönelik saldırıların görünür yönü olsa da, daha sinsi olan ekonomik baskılar aslında en büyük engeli oluşturuyor.
2025 yılının ilk dört ayın değerlendirmesine göre 61 gazeteci gözaltında bulunuyor, 25 gazeteci tutuklu, pek çok televizyon kanalı yaptığı yayınlar beğenilmediği için karartılıyor, gazetecilerin sosyal medya hesapları erişim engeliyle karşı karşıya kalıyor, hasılı kelam işin özgürlük kısmı en şiddetli hayliyle kendini gösteriyor.
Özgür olmadığımız ortada, içinde bulunduğumuz iklimde gazetecilerin para sopasıyla en çok dövülen iş kolu olduğu gerçeğini de açıkça dile getirmek gerekiyor bu önemli günde. Dünya Basın Özgürlüğü Endeksi’ndeki ekonomik gösterge 2025’te düşüş göstermeye devam ederek daha önce görülmemiş kritik bir eşiğe ulaştı. Sonuç olarak, basın özgürlüğünün durumu ilk kez ekonomik faktöre bağlı olarak dünya çapında ‘zor’a girdi.
Eskiden ülke yönetiminin yasama, yürütme, yargı erklerinden oluştuğunu dördüncü güç olarak da basının sayıldığını, basın mensuplarının kamu yararına kamuyu bilgilendirmek adına bir kamu görevi gördüğünün altının sık sık çizildiğini, tüm bu erklerin asıl amacının birbirini denetlemek ve yanlış kararlar alınmasının önüne geçmek olduğunu hatırlatayım da bir nostalji yapalım…
Şimdi basının dördüncü güç olarak kamuyu bilgilendirmek amacıyla bir kamu görevi yaptığını, bu görevi yaparken objektif olduğunu söylemek için yukarıda belirttiğim özgürlüğün elinden alınması ve ekonomik kriterlere yön veren iplerin birilerinin elinde tutulması gerçeğini terk etmek gerekir.
Böyle bir şey söyleyebiliyor muyuz?
Hayır!
Öyleyse önümüzdeki yıl Dünya Basın Özgürlüğü Endeksinde daha da aşağılarda olacağımızın müjdesini şimdiden verelim. Kim bilir belki bu kez birinci bile olabiliriz.
Sondan birinci!