Yasemin Güler
Yasemin Güler
e-posta: YAZARIN TÜM YAZILARI

Money Talks

Paradan başka bir şey konuşmayan ülke olarak tarihe geçeceğiz az bir gayretle… Gelecekle ilgili planlarımız yok, ülkemizin sağlık, eğitim, güvenlik, savunma gibi çok önemli konularda önümüzdeki 40-50 yılı planladığı projeleri, politikaları yok…

Sadece para var konuşulan…

Para nasıl kazanılır, nasıl daha kolay kazanılır, nasıl daha kolay ve daha çok kazanılır, nasıl daha kolay, daha çok ve daha çok ve daha çok kazanılır…

Tüm ülkenin tek motivasyonu, tek mutluluk kaynağı para olunca ve bu durum insanların gözüne gözüne bu kadar sokulunca, parası olmayanların mutsuzluktan ölmesi, ama gerçekten ölmesi, ölmeyi istemesi, ölmeyi isteyecek kadar bedbaht hissetmesi normal…

Gençlerin üzerindeki bu mutsuzluk halesinin, bu ‘hayatın yaşamaya değmez’ olduğuna ilişkin hissiyatın tek nedeni de bu…

Koskoca ülkenin tek motivasyonu para!

Bu durumun tek nedeni de ‘kara para!’

Yine bundan yıllar önce kucak açarak karşıladığımız, sürekli yenilenen sözlerle gelmeye devam etmesi için büyük çaba harcadığımız, ‘valla nerden buldun demiycem, sen yeter ki, getir dövizleri…’  sözlerini hep tekrar ettiğimiz ‘kara para!’

Sen koskoca ülkeyi kara para cennetine çevir, bütün dünya kara parasını senin ülkende aklasın, sonra olanla olmayan arasındaki makas dağları aşacak ölçüde açılınca olanlar yaşasın, olmayanlar yaşadıkları hayattan soğusun…

Oysa bakalım efendim IMF ne diyor bizim gibi kara para cenneti olan ülkeler ile ilgili;

1-Sürdürülebilir ve her kesimi kapsayan büyümeyi baltalar ve gelir adaletini bozar,

2-Yetkilileri yozlaştırır,

3-Kara para çeken ülkelerde fırsat ve gelir adaletsizliği artar, daha fazla yasa dışı göç ve daha yüksek yoksulluğa çevresel bozulmaya neden olur…

Aaaa… Çok ilginç, bütün bunlar bizim ülkede var!

O halde yapıyoruz bu kara para işini be… Helal olsun bize…

VATANDAŞA DEMESİ KOLAY!

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Mehmet Özhaseki, Gazeteci Deniz Zeyrek ile yaptığı söyleşide, yeni kentsel dönüşüm yasasıyla artık yalnızca boş alanların değil, bina bulunan alanların da maliklere sorulmadan rezerv yapı ilan edilebileceğine yönelik mülkiyet hakkı konusundaki kaygılar hakkında açıklamalarda bulunmuş ve özetle; ‘Tapusu olanı kimse çıkaramaz!’ demiş!

Uygulamada zaten böyle bir işleyiş yok da…

Onun üstüne bir de allayıp pullamış;

“Rezerv alan için ‘yeni yerleşim yeri’ ifadesi kullanılıyordu ve bu yüzden yeni yerleşimden kent dışındaki boş alanları anlayan mahkemeler ‘burası yeni yerleşim değil’ gerekçesiyle konut alanlarda rezerv alan ilan edilmesi kararlarını iptal ediyordu. Biz sadece ‘yeni yerleşim yeri’ ifadesini çıkardık. Bunun arkasında bir şey aramak doğru değil” diyerek.

Daha önce defalarca yazdım. Kentlerin merkezlerinde yaşayan vatandaşın kentlerin dış kesimlerine doğru itilmesine neden olacağını düşündüğüm bu uygulama biçimi devletin işini kolaylaştırırken, kapitalist sistemin temelini oluşturan mülkiyet hakkının kutsallığını hiçe saydığından, elbette özellikle yabancı sermaye konusunda endişe verici hale geldi.

Sonuçta vatandaşa senin evini rezerv alan ilan ettim, burayı yıkacağım, yenisini yapacağım, sen de bana burada oturmak istersen elindekinden daha küçük bir yere razı olman bir yana üstüne para da vereceksin, yani borçlanacaksın biçiminde gidiyorsunuz bahsettiğimiz uygulamada.

Bunun böyle olmadığını kimse iddia edemez sanıyorum…

Hal böyle olunca, aynı uygulama biçimi ile şimdilerde şehir merkezlerinde kalan sanayi bölgeleri için de benzeri bir gidişatın yaşandığını düşünsenize…

Şöyle bir aklınızdan geçiriverin, o koca koca elleri devletin pek çok kademesindeki pek çok önemli kişiye uzanan saygın işadamlarımıza; ‘ben senin yerini yıkacağım, yerine de şunu bunu yapacağım, sana da buradan taşınman için 3 ay süre veriyorum’ diye gittiğinizi…

Olmaz mı diyorsunuz?

Bu kanunla gayet mümkün. Hatta size ilk adresi de Bursa Organize Sanayi Bölgesi olarak gösterebilirim. Mis gibi yer, tam da Korupark gibi bir cazibe merkezinin, 1050 Konutlar kentsel dönüşüm alanının diğer yakasında…

“Hayır. Çok net söylüyorum. Konutu dönüştürülen vatandaşın tapusu varsa onu oradan hiç kimse çıkaramaz. Vatandaş ölene kadar orada yaşar. Borcunu da öder. Ödeyemezse varisleri oturmaya ve ödemeye devam eder. Daha önceki uygulamalarda yerlerinden olan vatandaşların hazine arazilerinde oturduğunu, tapularının olmadığını hatırlamakta yarar var.” diyor Sayın Bakan.

Bunu vatandaşa söylemesi kolay. Vatandaşı kendi evinde kiracı etmek kolay, siz bir de işadamlarını kendi mülklerinde kiracı etsenize…

 

 

 

 

 

HABERLER