Yasemin Güler
Yasemin Güler
e-posta: YAZARIN TÜM YAZILARI

Ne olacak bu Bursa’nın hali?

Hazır şehrin en önemli kadrolarından biri dolmuş, Bursa Büyükşehir Belediye Başkanlığının Genel Sekreterlik makamına Adana’da görev yaptığı süre içerisinde başarılı çalışmalara ve projelere imza atması ile dikkat çeken Doç. Dr. Ergül Halisçelik atanmışken ve genel sekreter yardımcıları da belli olmuşken, şehrin kimliği ve sorunlarını kısaca özetleyecek bir bölgeyi bir kez daha ele almak şahane olacak.

Sıcaksu bölgesine yapılan TOKİ’ler ve Gaziakdemir Mahallesi kentsel dönüşüm projesi bir araya geldiğinden bence harika bir şehir özeti olarak duruyor karşımızda.

Pek çok şehirde olmayan kaynakların her birine sahip olan, ancak bu kaynakları bir türlü şehir kimliğine dönüştüremeyen, hatta çarçur eden bir yer olarak tarihe geçmek üzereyiz Bursa olarak.

default

Bir zamanlar büyük umutlarla Avrupa Tarihi Termal Kentler Birliği’ne üye olan, aslında vakti zamanında hamamları ile meşhur türküleri bile dillerde dolanan Bursa, Sıcaksu bölgesine bir termal köy yapma ve termal turizmde dünyanın merkezine yerleşme hedefindeydi.

Sonra ne oldu, nasıl oldu bilinmez, şehrin bu en kıymetli noktasına bir anda TOKİ konutları yapılmasına karar verildi. Şu meşhur ‘dosyaları kolumuzun altına koyuyoruz, Ankara’ya gidiyoruz, bakanlıklardan tanıdıklarla planları onaylatıyoruz ve hooopppp işlem tamam’ uygulamasının kurbanı oldu canım bölge.

O dönem de çokça yazdım çizdim, dönemin Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş’ın konuyla ilgili pek çok yatırımcıya başvuruda bulunduğu, ancak projenin kimse tarafından kabul görmediği yönündeki açıklamalarını bu köşeden okudunuz, TÜRSAB Genel Başkan Yardımcısı Hasan Eker’in ‘Böyle büyük bir projeye hiçbir yatırımcı tek başına giremez, ancak belediye bu bölgeyi termal turizm alanı olarak planlasaydı ve yatırım yapmak isteyenler tesislerini o plana göre inşa etseydiler bölge pek ala bir termal turizm köyü olarak işler hale gelebilirdi’ dediği konuşmalarını da.

Sonuç…

Pek çok karşı çıkışa rağmen yangından mal kaçırır gibi büyük bir hızla ilerleyen TOKİ inşaatlarının karşısında artık hiçbir güç duramaz. Allah vere de dönemin Jeoloji Mühendisleri Odası Güney Marmara Şube Başkanı Engin Er’in endişe ettiği gibi yanlış sondajlarla sıcak su kaynaklarının yönü değişerek ciddi kayıplar yaşanmamış olsa bari…

Buyurun size silinip giden bir şehir kimliğinin önemli parçacıklarından birinin küçük hikayesi…

Akıllarda böyle bir proje varken, elbette Avrupa Tarihi Termal Kentler Birliğine üye olmaya devam etmek gerekli değildi, üyelikten çıkma işlemi baştan yapılmış anlaşılan.

Yeniden üye olunabilir mi? Bursa yeniden ‘termal kent, Bursa’nın hamamları…’ kimliğinin kazanabilir mi? Bunu yeni yönetimin aldığı kararlarla nasıl bir şekil alacağımız gösterecek.

Gelelim işin kentsel dönüşüm kısmına…

DCIM100MEDIADJI_0023.JPG

Çok uzağa gitmeyeceğim, hemen Sıcaksu bölgesinin kıyısında Gaziakdemir Mahallesinde süreci yavaşlamış olsa da halen görüşmelerin tek tük sürdüğü bir kentsel dönüşüm çalışması yürütülüyor.

Bu konu da bu köşeden defalarca yazıldı. Yeni bir gelişme var mı diye soruyorsanız, inanın mahalle halkı da aynı soruyu soruyor önüne gelene…

‘Yeni bir gelişme var mı?’

Hatırlarsanız akademik odalar kentsel dönüşüm planlarına; artan nüfusa yönelik yeterli sosyal donatı alanı olmadığı ve artan nüfus yükünün, aynı zamanda oluşan ticari alanların yaratacağı trafik sorununa çözüm olarak bir alternatif sunulmadığı için itiraz etmişti.

Şimdi, hal böyle olunca bölge halkı da merak ediyor bu itirazların sonunda ne olacak? Projede bir değişiklik yapılacak mı? Kentsel dönüşüm planları aynen uygulanmaya devam mı edilecek? Vatandaşın ödeyeceği miktar artacak mı azalacak mı? Herkes dairesine daire alabilecek mi?

Sorular münferit ve henüz yanıtsız. Malum, kadrolar daha yeni yeni oturmaya başlıyor, hatta kadrosu belli olan yetkililer hemen kolları sıvayıp en temelinden yani 1/100.000’lik plandan çalışmaya başladılar bile.

Fakat sorunlar yığın yığın olunca, vatandaşın sabrı da azalıyor haliyle. Eski evini yenileyip yenilememek arasında kalan, deprem korkusundan belki de kendi binasına kendi imkanları ile güçlendirme çalışması yapacak olan vatandaşın da eli kolu bağlı. Çünkü projenin akıbeti ne olacak bilmiyorlar. Mahalle sakinlerinin büyük bölümünün emekli statüsünde olduğu düşünüldüğünde boşa harcayacakları bir kuruşlarının dahi olmadığını tahmin etmek güç değil.

Doğrusu ya yeni yönetimlerin fikirlerini en yetkili kişilerin ağızlarından duymaya, buna göre bir yol almaya çok ihtiyaçları var.

Kaybolan şehir kimliği örneğinin hemen yanına iliştirilen bu şapşahane şehir özetini de eklediğime göre güzel bir toparlama yapmış oldum diye düşünüyorum.

Koltuklarına oturur oturmaz o koltuklardan kalkarak sorunları sahada çözmeleri gerektiğini gören tüm kent yöneticilerine de kolay gelsin diyorum…

 

NOT: TÜİK her zaman olduğu gibi bizi yine şakaları ile güldürmeye çalışıyor. Ülke öyle bir halde ki, kendisi olmasa neye güleceğimizi hiç bilmiyorum diye bayat bir espri de ben yapayım…

Ne ara oldu, nasıl oldu da işsizlik oranları düştü, bir de gurur vesilesi oldu hiç anlayamadım. Bugün yapılan açıklamada, nisan ayında işsizliğin yüzde 0,1 puan düştüğü söylenmiş.

Harika…

Bu açıklamayı ilk okuduğumda, ‘İnsanlar iş arayıp bulamamaktan ya da açlıkla sefalet arasında gidip gelmekten sıkıldıklarından iş aramayı da bıraktılar herhalde’ diye düşünmüştüm.

İşin bilimsel açıklamasını bir ekonomistten, TCMB eski Başekonomisti Hakan Kara’dan dinleyelim;

“Atıl işgücü oranı neredeyse pandemi dönemine geri döndü. Yarı zamanlı çalışan, fakat fırsat bulsa daha fazla çalışabilecek durumda olanların oranı giderek artıyor!”

Aynı açıklamanın sonlarına doğru bakıldığında mevsim etkisinden arındırılmış atıl işgücü oranı yüzde 27,2 oldu deniyor zaten…

Hani diyeceğim, ağam bizimle eğlenmeyi bile beceremiyor artık, hep yakalanıyor…

 

HABERLER