Yasemin Güler
Yasemin Güler
e-posta: YAZARIN TÜM YAZILARI

Ölümü gösteriyorlar, sıtmaya razı mı olacağız?

Norm Haber ailesi olarak her cuma günü saat 17.00’de bir araya geliyor ve farklı fikirlerin çarpışmasından doğan sinerjiyle ‘Gündem Turu’ yapıyoruz. Konularımız da ülke ve kent gündemi oluyor haliyle.

Şimdiye kadar size bu programdan bahsetmemiş olabilirim. Bu kez mevzu bahis çok enteresan bir teori olunca dayanamadım, ben de yazayım ve kendi anladığım biçimiyle vatandaş tarzı bir ekonomik bakış getireyim istedim.

Norm Haber’in Kurumsal İletişim ve Pazarlama Yönetmeni Nail Özer’in içinde bulunduğumuz ekonomik krize bambaşka bir bakışı ve bulduğu çok da güzel bir tanımı var:

Kontrollü Ekonomik Kriz!’

İlk başta kulağa biraz garip gelse de bu durumu ‘Ölümü gösterip sıtmaya razı etme’ hatta bir de üstüne doktora hayran olma olarak tanımlarsam ne demek istediğimi anlayacaksınız.

Gözlerimizi ‘Bugün nelere zam yapıldı acaba?’ sorusuyla araladığımız şu günlerde;

Sevgili emekli kardeşim; bir yıl evvel beş kilosu yirmi lira olan şekerin kilosu yirmi lira oldu. Yüzde 400 zam yaptılar. Sana ne zam verdiler, yüzde 25!” paylaşımını yapan vatandaş durumu tam olarak özetliyor aslında.

12,95…14,95…19,25….24,95….26,95!!!

10 gün içerisinde değişen 48’li demlik poşetli çay fiyatları…!” sözleri de zamların ne kadar sık aralıklarla yapıldığını gösteriyor bize.

Bu paylaşımlar bizlerden, sade suya tirit vatandaşlardan alıntı.

Yani kısacası, herkes, nefes alıp verirken bile fark edebiliyor yaşanan ekonomik sıkıntıyı. Üstelik bu enflasyonist ortamda daha önceki enflasyon dönemlerinde olduğu gibi alım gücünü desteklemek maksatlı maaş artışlarını da göremiyoruz.

Hal böyle olunca, alım gücümüz bir yıl öncesinin yarısının da altına düştükçe, bir bataklığın dibine çekildiğimizi hisseder olduk.

İşte bu durumun tam da bu biçimde hissedilmesi için hükümetin de özel bir çaba harcadığı ve tam vatandaş son nefesini vermek üzere iken, tahminen temmuz ayında bir takım paketler açıklayarak halkın bir ölçüde rahatlamasının sağlanacağı tezidir ‘kontrollü ekonomik kriz…’

Sonuç olarak rahatlayan vatandaş, ‘bu işin sonunda ölmek de vardı, devletimiz bizi ölümden kurtardı’ diyerek oyunu kurtarıcısına verecek elbette bu durumda.

En azından, plan bu!

Tabii şu anda bir ölçüde kontrol altında tutulmaya çalışılan, yani vatandaşın kafasının tamamen bataklığa gömülmemesine uğraşılan bir proje!

Bahsettiğimiz plan işleye dursun,

Türkiye’de de muhalefetin beklentisi, ekonomik krizin ulaştığı bu noktada seçmenin artık iktidara verdiği desteği geri çekmesi, yaklaşık 20 yıl sonra muhalefete yeniden şans vermesi.

Peki, bu beklenti karşılık buluyor mu?

Hem evet hem hayır.

Evet, çünkü iktidar partisi oyları hiç olmadığı kadar düşük anketlere göre.

İşin korkutucu yanı ise muhalefetin beklediği kadar büyük bir oy dönüşümü yok. İktidardan uzaklaşanların çok önemli bir kısmı kararsızlar grubunda beklemedeler. Bataklıktan kurtarılmayı bekliyorlar!

Yani, ideolojik meseleleri bir yana koysak bile, ekonomik krizden canı yanan seçmenin doğrudan muhalefete kayacağı beklentisi yanıltıcı. Seçmen ekonomik krizden ne kadar mustarip olsa da krizi muhalefetin çözebileceğine tam ikna olmuş değil.

Bir başka deyişle, krizlerde seçmen iktidarın net performansına değil ‘görece’ nasıl performans sergilediğine ve sergileyeceğine bakar.

Hoooppp!!!

Kontrollü ekonomik kriz kontrol altına alınır ve…

Temmuz ayında vatandaşın alım gücünü bir miktar da olsa rahatlatacak paketler birbiri peşi sıra açıklanırsa, bataklıktan kafasını biraz kaldıran halk karşısında sandığı gördüğünde oylar kime gider sizce?

Bu noktada iki ihtimal var muhalefetin önünde;

1-Sadece durum tespiti yapmaktan uzaklaşıp seçmeni daha iyi bir yönetimin olduğuna samimiyetle inandırmayı başarmak,

2-Kontrollü ekonomik krizin kontrolden çıkması için dua etmek!

Unutmamak lazım ki; seçimler, iktidar başarısız olduğu için değil muhalefet daha iyisini yapacağına inandırdığı için kazanılır.

 

 

HABERLER