Yasemin Güler
Yasemin Güler
e-posta: YAZARIN TÜM YAZILARI

Seçim kentsel dönüşüm seçimi

Önceki yazımda seçimi emeklilere ve gençlere ümit verenler kazanacak demiştim. Ülkenin haline şöyle bir bakınca, hele hele bugünkü köşe yazılarına bir göz gezdirince anlıyorum ki, pek çok yazarla aynı düşünceleri paylaşıyoruz.

O halde seçimin diğer argümanlarını sıralamakla devam edelim derim.

Bursa gibi deprem riski ile yatıp kalkan bir şehirde yapıların güvenli olması, depremle savaşamayacağımıza, doğayla şaka yapamayacağımıza göre vatandaşın kendisini depreme uyumlanmış hissetmesi önemli.

Kısaca kentsel dönüşüm ve deprem tedbirleri şart!

Şimdiye kadar yapılmış olan kentsel dönüşümlerin hemen hepsi ile ilgili eleştiriler mevcut. Özellikle yeni yapıların yenilenmesi biçiminde ilerleyenler ve boş arsalara daire karşılığı müteahhide bina yaptırarak daire sahibi olan belediyecilik anlayışları konusunda eleştiri sahiplerinin hakkını teslim ederim.

Bir iddiaya göre ‘vatandaşın kentsel dönüşüme sıcak bakması için verilen’ 0.50 emsal özellikle Nilüfer gibi şehrin gözde bölgelerinin ciğerini kavurdu desem yanlış olmaz herhalde. Şimdi bir de o dönemde ya hiç konuşulmayan ya da doğru dürüst kulak asılmayan zemin etüdü meselesi var ki, evlere şenlik. Bina yapılmaması gereken, alüvyon toprak olan, dolayısıyla sıvılaşma ihtimali en yüksek alanlara oturtulan dev gibi binalar yenilikleri ile göz doldururken sağlamlıklarını sorgulatıyor.

Elbette yanlışın neresinden dönülse kar, düşünsenize her ne kadar Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı ve AK Parti Belediye Başkan Adayı Alinur Aktaş dillendirmekten imtina etse de Doğanbey TOKİ gibi bir yanlıştan nasıl dönüleceğinin hesapları yapılıyor şimdilerde. Bir tür tıraşlama yöntemi uygulanabilir mi, buradaki hak sahibi vatandaşların mağduriyetini gidermek adına bütçe ayrılabilir mi detayları tartışılıyor.

Bir de Bursa’nın en önemli projesi duruyor önümüzde. Hangi belediye başkan adayı seçimi kazanırsa kazansın ‘etrafından dolaşacağım, ben bu işe hiç bulaşmayacağım’ demiyor, diyemiyor.

Altıparmak, Çarşamba bölgesi kentsel dönüşüm projesinden bahsediyorum!

Bu haftanın başında ve akşamın ilerleyen saatlerinde basın mensupları ile bir araya gelen, Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş’ın kendi üslubu ile “Altıparmak artık bizim için bir onur meselesi oldu ve kentsel dönüşüm konuşulmaya başlandıktan sonra Altıparmak’ta 500-600 bin liralık daireler baktım şimdi 1 buçuk milyona falan çıkmış. Önemli değil, oraya dalacağım, savaş alanına dönecek orası yani!” diye tarif ettiği proje.

Malumunuz, kentin en prestijli bölgelerinden biri olarak uzun yıllar var olan, ancak şimdilerde bu değerini yitiren, hem yapı stokunun eskimesi ile hem de özellikle Suriyeli göçmenlerin yerleşmeyi tercih ettikleri bir alan olduğundan giderek getto halini almasıyla ön plana çıkan bir yerleşim alanı burası.

Yeni değil Ağustos ayından bu yana bölge ile ilgili bir kentsel dönüşüm planı yapılması üzerinde konuşuluyor. Proje alanına ilişkin imar planı ve kentsel tasarım projelerinin hazırlanmasına yönelik, Mimarlar Odası, Şehir Plancıları Odası ve İnşaat Mühendisleri Odası ile Bursa Büyükşehir Belediyesi arasında bir iş birliği protokolü de imzalandı.

Altıparmak Caddesi’nin her iki yakasını kapsayan; Altıparmak, Çırpan, Selimiye, İntizam, Hocahasan, Ahmetpaşa, Şehabettinpaşa, Aktarhüssam, Kuruçeşme ve Yahşibey Mahallelerinin bir kısmını içine alan, yaklaşık 800 dönüm büyüklüğündeki alanın dönüşümü gerçekleşecek proje uygulanmaya başlandığında.

Her ne kadar Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş 2024 yılına girmeden ilk kazmayı vuracağım dese de, bu iş o kadar basit değildi, zaten söylenen de gerçekleşmedi.

Zira bölge için yazılan hikaye bir yandan ticaret alanlarını diğer yandan turistik bölgeleri, yerleşimi ve kaybolmuş yeşil alanları kapsıyor. Anlayacağınız bambaşka bir Altıparmak, Çarşamba göreceğiz proje bittiğinde.

Buraya kadar her şey güzel, fakat proje uygulanırken vatandaşın mağdur edilmemesi hayli önemli. Başkan Aktaş da;

“Kentsel dönüşüm çok sıkıntılı bir iş, birileri Gaziakdemir’in üzerinde debeleniyor. Geçenlerde on numara ayrıldık, sarıldık, helalleştik, ben size zarar verecek bir şey yapar mıyım dedim onlara. Yüzde yüzün tamamının kabul ettiği bir kentsel dönüşüm yok!” diyor konuyu özetlerken.

Ben de diyorum ki, ‘Altıparmak, Çarşamba’da dairelerin 500-600 bin lira olması imkan dahilinde değil, zira Bursa’da 500-600 bin liraya artık kümes bile bulmak imkansız. Üstelik şimdilerde satılığa çıkarılan konutlar için ‘burası artık kentsel dönüşüm bölgesi oldu, kimse uğraşmak istemiyor, zor satılır bu yerler’ diyor emlakçılar.

Yani doğru anlamak, doğru anlaşmak şart…

Vatandaşın yavaş yavaş kendi mülkü ile aynı metrekarede yer talep etme ısrarından geri çekilmesi, bölgenin eski cazibesine kavuşması halinde daha düşük metrekareli yerlerin şimdiki binalarından kıymetli olacağını fark etmesi süreci başlamış görünüyor. Ne kadar yaygınlaşır bununla ilgili bilgi vermek zor olsa da Bursa’da seçimi kazandıracak önemli argümanlardan birinin kentsel dönüşüm olduğunun bir kez daha altını çizmek gerekiyor.

Şunu da belirtelim, şimdiye kadar yapılan kentsel dönüşüm çalışmalarında bütüncül plan uygulamalarına, bölge için hikayeler yazılmasına, akademik odalarla ortaklaşa hareket etmeye pek de tevessül edilmediğinden olsa gerek vatandaşın içine sinmeyen durumlar mevcut. Gaziakdemir’de yaşananlar da buna benzer sıkıntılar.

Evet, kabul, yüzde yüz memnuniyetle iş yapmak mümkün değil, fakat neden daha mutlu vatandaş için daha yoğun çaba harcanmasın ki…

default

Başkan Aktaş’ın; “Akpınar’ın tamamını değiştiriyoruz şu anda. Çatır çatır yıkıyoruz, 2 bin tane bina gitti ya… Bu Japonların dama taşı gibi, yeni dönem kesinlikle kentsel dönüşüm dönemi olacak!” sözlerine de bir bakalım isterim.

Akpınar kentsel dönüşümünün dökülen, birbirine yaslanarak zor ayakta duran binalar nedeniyle mecburen hızla uygulanması gerektiğinden böyle bir projeye mecbur kaldığını söyleyerek başlayalım ve hemen ekleyelim, daha önce de belirtmiştim, Akpınar kentsel dönüşümü bittiğinde Doğanbey TOKİ’nin üstten basılmış, yanlara yayılmış biçimi gibi bir beton kütlesi olarak duracak karşımızda. Evet insanlar güvenli binalarda yaşayacaklar, ancak yaşam kalitesi ve şehir estetiği güven için feda edilmiş olacak.

‘Yeni dönem, kentsel dönüşüm dönemi olacak’ sözünün altına ise imzamı atarım. Tam da bu nedenle diyorum ki, deprem korkusu ile yatıp kalkan Bursa’da seçimi doğru kentsel dönüşüm vaatleri kazanacak.

HABERLER