Yasemin Güler
Yasemin Güler
e-posta: YAZARIN TÜM YAZILARI

Yeni projeler, yeni rantlar!

Siyasilerin peşinde koşarken, kulisleri yazarken, bir yandan da şehrin gerçeklerinden uzaklaştığımız sanılmasın. Sadece yazmaya sıra gelmedi deyip hemen başlamak istiyorum, bence bundan sonraki süreçte şehir için kentsel dönüşüm kadar dönemli bir diğer konunun girişini yapmaya…

Efendim meselemiz KOBİ OSB’ler ve Soğuksu bölgesinde yapılması planlanan Doğu TEKNOSAB projesi…

Bu haftanın başında imzalanan bir protokolün bilgisi geldi tüm basın mensuplarına.

Protokolün ana fikrini BTSO Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Burkay’ın sözleri ile aktarayım;

“Bizim hareket noktamız, firmalarımızın başarılarını sürdürülebilir kılarken, yerel yönetimlerimizle birlikte Bursa’mızın geleceğe güvenle bakan ve daha da yaşanılabilir bir kent olmasını sağlamak. KOBİ OSB projesi, firmalarımızın talepleri ve Bursa’mızın ihtiyaçları doğrultusunda ortaya çıktı. BTSO KOBİ konseyimizin çalışmalarıyla şekillenen projemiz, bugün Büyükşehir Belediyesi işbirliğinde, Bursa’mızın geleceği için dönüm noktası olarak gördüğüm stratejik bir hamleye dönüştü.

Ben de şöyle süslemeden bir özetleyeyim meseleyi; ‘Bir yandan depremi bir yandan trafik sorununu bir yandan hava kirliliğini konuşan Bursa’nın sorunlarını çözmenin adımlarından biri de hızla büyüyen kentin içinde kalan küçük üretim yerlerini şehir dışındaki alanlarda oluşturulacak KOBİ OSB’lere taşımak olacak.’

Buraya kadar aktarılanlarda ben kendi adıma bir sorun göremiyorum, hatta zaman zaman akademik odalarda yapılan toplantılarda dile getirilen, şehir içindeki küçük işletmeleri şehir dışında, hava ve su filtresi olan, yangın ve sızıntıya karşı korunaklı, müdahalesi kolay alanlara taşımak fikrinin mantıksız hiçbir tarafı yok.

Fakat turbun büyüğü heybede!

Nasıl taşınacak bu insanlar yeni kurulacak KOBİ OSB alanlarına ve bu yeni kurulacak KOBİ OSB alanları vakti zamanında köylüden üç otuz paraya toplanan, aslında tarıma uygun araziler üzerine mi kurulacak? Haaa… İş böyle ise bu şahane fikirden kim ya da kimler daha önceden defalarca döndükleri köşeyi bir kez daha dönecek?

Protokolün imzalandığı günün ertesinde, basın mensupları ile geç bir saatte bir araya gelen Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş’a konuyu ekonomim. com köşe yazarlarından Ömer Faruk Çiftçi sordu.

Yanıt şöyle;

“Arkadaşlar KOBİ OSB ile alakalı sırtımda küfe falan yok, acayip rahatım. Şehri tanıdım, anladım, tamamen şehre hakim oldum, şehrin bundan sonraki yükleri belli, rahatlatmak için yapılması gereken hamleler belli. Bu şehrin ana konularından bir tanesidir!

Hurdacı plastikçi falan, bunların bir bölümü çöküntü alanı olmuş, bazıları ciddi üretim yapıyor. Bunların şehir dışına taşınması lazım. Seçimlerden sonra bunlara zaten her halükarda patır patır başlayacağız da, önce yerlerle alakalı kararlar alıp, kamulaştırdıkları kendilerine göre alanlar da var, doğuda batıda her neyse. Bu dönüşüm süreçlerini yapmamız lazım…”

Ortada bir ihtiyaç var, bu doğru, fakat gariptir ki, ‘…kamulaştırdıkları kendilerine göre alanlar da var. Doğuda, batıda, her neyse…’ cümlesi işin içinde iş olduğunun işareti…

Kamulaştırma devletin yapacağı bir eylemdir malum, kişiler kendi kendilerine kamulaştırma yapamazlar. Kişiler yatırım amaçlı gayrimenkul alabilirler elbette, fakat belirli bir alandaki gayrimenkulleri bir ya da birkaç el toplar da, sonrasında bu yerin değerlenmesi için gereken çalışmaları plansız Bursa’nın Ankara’dan yönetilmesini fırsat bilerek bakanlıklar düzeyinde yaparsa ve sonra da; ‘Aaaa… buraya OSB kuruluyormuş, yerim de sanayi imarlı hale geldi, vay be ne şanslıyım derse, o yerde de dönüm dönüm arazileri mevcutsa… işte işin bu kısmına rant derler, hatta rantı tek başına çatır çatır yemek derler…’

Gelelim açıklamanın devamına…

“Daha önce bununla ilgili bir çalışma yapmış BTSO, 8 bin küsur talip çıkmış, daha sonra realize ediyor sanayi odası rakamı 4 bin 500-5 bin’lere düşüyor. Ben bunların da incelenmesini, tek tek araştırılmasını istedim. Mesela, 300 metrekarede üretim yapan biri 15 bin metrekare yer istemiş. Bu bir rant! Onların istediği bir tane KOBİ OSB’ydi. Ben dedim ki, benim bir şartım var, bunları ben yapacağım belediye olarak, kimsenin rantına vermeyeceğim buraları. Bir tane değil iki tane KOBİ OSB olacak. Şehrin batısında ve doğusunda…”

KOBİ OSB için şehrin iki yönünde 4 bin dönümlük ve 2 bin 500 dönümlük iki alan planlanacak. Kim nerede yer alacak bunun tamamını Ticaret ve Sanayi Odası’nın KOBİ Konseyi belirleyecek. Buraya kadar tamamsak gelelim Soğuksu bölgesinde yapılması için azami gayret gösterilen Doğu TEKNOSAB’ı çalışmalarına…

Daha önceleri defalarca yazıp çizdim bu köşeden, ‘Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş yeni bir organize sanayi bölgesine şehrin ihtiyaç duymadığı kanaatinde’ diye. Kendisinin organize sanayi bölgesi doluluk oranları ile ilgili yaptığı açıklamalarda da bir ihtiyacın hasıl olmadığı görünüyordu zaten.

KOBİ OSB’ler konusunun sonuna Soğuksu meselesini de bağlayan Aktaş,

“Soğuksu’nun hikayesini araştırdım. Ben gelmeden kısa bir süre önce TOKİ burayı almış ve satışa açmış, belirli kişiler bunu satın almış. Bir kooperatif kurmuşlar burayla alakalı. Sürecin başlangıcında bir anormallik yok, bir mutabakat falan da yok. Ben bu tip mevzuların tamamını ihtiyaç var mıdır yok mudur ve bu işten şehrin menfaati nedir ona bakarak değerlendiririm.

Haaa… Bir de şey var; bu dönüşümden kaynaklanan birilerinin menfaatleri varsa, bilemem ki, okul mu yapacak, kültür merkezi mi yapacak ne yapacak, yapacak bir şeyler… Bunun sonucuna da katlanmak zorunda…” dedi.

Şimdi şunu söylemek lazım, her hukuka kitaba uydurulan durum haklı ve adaletli olmuyor maalesef. TOKİ’nin bu bölgeyi kamulaştırması haklı olabilir, sonradan buradaki parselleri birilerine satması da hukuka uygun olabilir, fakat tüm bunlar, kamulaştırma yolu ile köylüden üç otuz paraya alınan tarlaların bir kooperatifin üyelerine ucuza satıldıktan sonra buraya sanayi imarı çıkarılmasının ve paranın para kazanmasının üzerini örtemez kanaatimce. Hani 300 metrekare yerde çalışırken 15 bin metrekare yer isteyen uyanık ne kadar rant peşinde koşuyorsa, bu durum da o kadar ranta açık. Üstelik bu kez bahsedilen yerler tarım arazileri!

Başkan Aktaş da birilerinin buradan fayda sağladığının farkında, anlaşılan o ki, önüne geçilemeyen bir durum cereyan ediyor. Bari halkın faydasına kullanılacak kamusal alanlar yaparak bunun bedelini ödesinler diyor Başkan Aktaş.

Uzun yıllardır ülkemizde böyle trampa usulü ilerliyor faydalar.

Hatırlatayım hemen; eskiden hayırseverlerin yaptırdıkları okulların kat kat üstünde paraların gider olarak gösterildiğini ve bu paraların tamamının bu hayırseverlerin vergilerinden olduğu gibi düşüldüğünü konuşurduk bol bol. Bir okul yaptırıp üç okul parası tutarındaki vergiyi ödemezdi bazı hayırsever işinsanları.

Neden diye sorgulamaz, hayırlarla yapılan okulların kırmızı kurdelelerini alkışlarla keserdik.

Şimdi faydalar daha karmaşıklaşınca işler de böyle kamu yararına yapılacak mekanların bedelini ödemeye dönmüş gibi görünüyor.

Tabii bir de şu anlaşılıyor durumdan, Bursa’nın tarım arazileri bağıra bağıra gidiyor…

 

 

HABERLER